Oliv'
Member since February 2014
Movie Score
TV Score
french. la trentaine. développeur web. cinémaniaque. fou amoureux de Mélanie Laurent. dans son monde. associal par nature. associable par envie. Ísland.
Annabel Cotton (Mia Wasikowska) güzel, doğaya ve yaşama yürekten bağlı ama ölümcül kanser hastası olan bir genç kızdır. Enoch Brae (Henry Hopper) ise ailesini bir trafik kazasında kaybettikten sonra yaşamayı yük gibi gören, her şeyden usanmış genç bir adamdır. Farklı kişiliklerde görünen bu iki genç insan tesadüfen bir cenaze töreninde tanışırlar ve farkında olmadan ortak bir hayat deneyimini paylaşırlar. Enoch, Annabel'in ömrünün gitgide kısaldığını öğrenince geriye kalan vaktinde onu mutlu etmeye adar. İkisi birlikte kaderi, öfkeyi, acıyı ve gençliği ardından da ölümü sorgulayacaklardır... Kuralları şimdi onlar koyarlar ama Annabel'in zamanı da hayran olduğu doğa dengesi karşısında hızla tükenmektedir...
Elise dövmecidir, Didier de bir bluegrass grubuyla kovboy kılığında banjo çalar. Daha ilk görüşte âşık olurlar. Didier konuşmayı sever, Elise daha çok dinler; Didier romantik bir tanrıtanımazdır, Elise ise gerçekçi ve dindar. Küçük kızları Maybelle'in ölümcül hastalığı hem aşklarını hem yaşamlarını sorgulamalarına yol açacaktır.
Notting Hill ve Bridget Jones's Diary'nin yapımcılarından romantizm rüzgarları. Birbirinden ünlü oyuncuları ve olağanüstü müzikleriyle film uzun süre akıllardan çıkmayacak. Beklenmedik, heyecanlı, karşılıksız, tutkulu, uygunsuz, engellenemez, anlatılamaz...Noele'e tam 1 hafta kala Aşk Her Yerde. Karı-koca, sevgili, baba-oğul, rock yıldızı ve menajeri arasında birbirinden farklı tam on hikayenin içinde.
Film, annesinin cenazesi için New Jersey'de doğduğu kasabaya dönen, iş bulmakta zorlanan aktör Andrew'ün öyküsünü anlatıyor. Andrew eski arkadaşlarıyla karşılaşıyor, geçmişiyle yeniden bağlantı kuruyor, psikiyatrist babasının yazdığı ilaçları bırakıyor, sonunda onunla yüzleşiyor, biraz tuhaf ve rahatsız bir kız sayesinde yeniden hissetmeyi öğreniyor.
Genç bir kadın olan Nina, yetenekli bir balerindir. Eski bir balerin olan ve dans konusundaki hırsını kendisine aşılayan annesi ile New York’ta yaşayan Nina’nın hayatı danstan ibarettir. Bale yönetmeni Thomas Leroy, sahneye koyduğu Kuğu Gölü Balesi’nin baş dansçısını yeni sezonda değiştirmeye karar verir. Zarif, masum ve saf Beyaz Kuğu ile kötülüğün, şehvetin ve bilinmezliğin temsilcisi Siyah Kuğu'yu aynı anda canlandırabilecek bir balerin arayan yönetmenin ilk tercihi Nina olur. Ancak rolü almak için elinden geleni yapan Nina’nın karşısında güçlü bir rakibi vardır. Nina, Beyaz Kuğu rolü için harikalar yaratsa da genç kadının Siyah Kuğu performansı pek de başarılı değildir. Rakibi Lily ise Siyah Kuğu rolü için iyi bir performans sergiler. Lily ve Nina arasındaki rekabet, çalışmalar boyunca ilginç bir dostluğa dönüşür. Bu süreçte Nina, hayatının mahvolmasına neden olan karanlık tarafıyla yüzleşmeye başlar.
Dedektif Eddie Valiant (Bob Hoskins), Toontown'un sahibi iş adamı Marvin Acme'nin Jessica Rabbit'le olan uygunsuz ilişkisini kanıtlamak için kiralanmıştır. Tam bu sırada Acme'nin cinayete kurrban gitmesiyle bütün gözler güzel Jessica'nın kocası süperstar çizgi kahraman Roger Rabbit'e çevrilir ve bir anda, adaletin yerini bulmasını isteyen pek tekin bir adam olmayan Yargıç Doom'un hedefi haline gelir.
Filme adını veren Bay Hiçkimse, 2092 yılında dünyada kalmış son ölümlü olan 117 yaşında Nemo isimli bir adamdır. Ölüm döşeğindeki Nemo genç bir çocukken bir peronda durduğunu hatırlar. Tren kalkmak üzeredir. Annesiyle birlikte mi gitmeli, yoksa babasıyla mı kalmalıdır? Bu karar, sonsuz sayıda olasılığı doğuracaktır. Ve pek çok gezegen, iki ölüm ve sevilecek kadınlar...
Se7en, seri cinayetler işleyen bir katilin peşine düşen iki dedektifin hikayesini anlatıyor. Bir seri katil 7 ölümcül günahı işleyenleri kendi yöntemleriyle öldürmektedir. Yedi ölümcül günah, hıristiyanlık inançlarına göre kibir, açgözlülük, şehvet düşkünlüğü, kıskançlık, oburluk, yıkıcılık ve tembelliktir.
II. Dünya Savaşı henüz sona ermiş, Japonya onur kırıcı bir şekilde teslim olmaya zorlanmıştır. Aynı günlerde Seita isimli delikanlı bir tren istasyonunda yere uzanmış son nefesini vermektedir. Seita yaşadıklarını hatırlar. O ve küçük kardeşi Setsuko, savaş başladığında Kobe'de yaşamaktadırlar. Anneleri Amerikan bombardımında öldüğünde, babaları da donanmada denizci olduğu için teyzelerinin yanına gönderilirler. Buraya uyum sağlayamayan ve teyzeleriyle tartışan iki kardeş evden kaçıp yollara düşer. Bir yandan özgürlüğün tadına varıp pastoral doğal ortamda kendilerini kaybederken, bir yandan da savaşın dayattığı zorluklara birlikte göğüs germek zorunda kalırlar. Hayatta kalmak başlı başına bir mesele haline geldiğinde Seita büyümenin ne olduğunu da anlamak zorunda kalacaktır...
Theodore Twombly hayatını, yakın gelecekte nadir bulunan bir şeye dönüşmüş olan el yazımı mektuplar yazarak kazanmaktadır. Ve bu yıllarda insanların işlerini artık bilgisayar programları yerine getirmektedir. Theodore, karısından boşandıktan sonra bir apartman dairesinde tek başına yaşamaya başlar ve bir gün karşılaştığı bir teknoloji reklamıyla birlikte hayatı değişir. Kusursuz bir yapay zeka programı sunan yeni bir işletim sistemi, onu son derece çekici bir kadın olan Samantha ile tanıştırır. Sanal bir varlık olan ve sadece bir sesten ibaret olan Samantha, Theodore'u dünya ve hayat üzerine sorduğu sorularla birlikte bambaşka bir gerçeklikle tanıştırır. Ağır bir depresyonun içerisinde olan Theodore, yavaş yavaş hayatın keyifli yanlarını fark etmeye başlarken yapay zeka programıyla arasındaki ilişki de gitgide tuhaflaşır.
Kötü Dark Helmet (Rick Moranis), prenses Vespa'yı (Daphne Zuniga) kaçırıp, gezegenin havasını çalmayı planlayınca, Korkusuz Lone Starr (Bill Pullman) ve onun yarı insan yarı köpek yardımcısı Barf (John Candy) prensesi ve gezegeni kurtarmak için harekete geçerler. Ama zamana karşı da savaşmalıdırlar. Komedi harikası yönetmen Mel Brooks, bu filmde, Yıldız Savaşları üçlemesine göndermelerde bulunuyor.
Joel Barish, iki yıl boyunca beraber olduğu sevgilisinden oldukça şaşırtıcı bir haber alıyor. Kadın, bir teknolojik deneye katılarak, ilişkilerini tamamen hafızasından silmiştir. Yani Barish'in kim olduğunu bile hatırlamamaktadır. Bu gelişme üzerine küplere binen adam, aynı prosedürü kendi üzerinde de gerçekleştirmek ister...Film, adamın hafızaları silinirken, yaşanılan ilişkiyi gözler önüne serer. Adam da bir kez daha oldukça iyi başlayan ve sonradan tadı kaçan ilişkiyi izler. Fakat zaman geçtikçe ve sıra yaşanılan güzel şeylere gelince, üzerindeki müdaheleyi durdurmak ister. Pişman olmuştur!
Geleceğin tuhaf ve gereksiz derecede karmaşık, fütüristik dünyasındayız. Devlet memuru Sam Lowrey, etrafını saran bu bürokrasi ve teknoloji cenderesinden bunalmış bir istatistikçidir. Kaçışı ve sükuneti, kendisini her şeyden izole ettiği hayallerde bulur. Rüyalarında sürekli olarak aynı kadını kurtardığını görür.Sam'in yaşadığı gerçek dünyayı ise, herşeyi görüp kontrol eden bir bilgisayar idare etmektedir. Jill Layton isimli genç kadın terorist olmakla suçlandığında, düzenli olarak hata kontrolleri yapmakta olan Sam bunda bir yanlışlık olduğunu farkeder ve Jill ile tanıştığında onun rüyalarında kurtarıp durduğu kız olduğunu anlar.
Alışılmamış türde bir romantik komedi olan film, aşkın gerçek olduğuna inanmayan bir kadın ve ona aşık olan bir adamın hikayesini anlatıyor. Tom Hansen, hayatından tamamen çıktığına emin olduğu zaman Summer Finn ile tanıştığı ilk günü hatırlar. Tom, kızı ilk gördüğü anda aşık olur. Hayatının geri kalan kısmını bu kızla birlikte geçirmesi gerektiğini biliyordur. Ne var ki Summer ne aşka ne ilişkilere inanmamaktadır. Buna rağmen aralarında arkadaşlıktan öte farklı bir ilişki başlar. Birlikte geçirecekleri günler sıradışı, eğlenceli ve komik bir hikayeye tanıklık edecektir.
Genç bir dağcı olan Aron, Utah yakınlarında büyük bir kaya parçasının arasına sıkışır ve 5 gün boyunca hayatta kalma mücadelesine giren Aron Ralston'un gerçek hikâyesi... 5 gün boyunca kolu kayaya sıkılmış, susuz ve aç kalan Aaron, arkadaşlarını, sevgilisini, ailesini ve yolda kazadan tam önce karşılaştığı iki dağcı kızı hatırlamaktadır. 5 gün boyunca yaralı halde sıkışıp kalma hali ve içsel sorunlarıyla karşılaşmak zorunda kalan Aaron aynı zamanda cesareti ve kendisini metrelerce derinlikteki bu beladan kurtarmaya yarayacak tüm yönleriyle de yüzleşir ve sonunda kurtulur. Dinamizmini hiç kaybetmeyen film, izleyiciye daha önce hiç yaşamadıkları bir yolculuk vaat ederken hayattaki seçimlerimizle ilgili sıra dışı bir hikâye sunuyor.
Bir bilgisayar programcısı olan Thomas Anderson aynı zamanda Neo nickname'li çok usta bir "hacker" dır. Ancak siyah takım elbiseli ve gözlüklü adamların yakın takibindedir. Bu takibin nedenini ise karşılaşacağı Morpheus'dan öğrenecektir. Neo, birden kendini Morpheus'un anlattıklarına güvenmek zorunda kaldığı büyük bir komplonun içinde bulacaktır. İçinde yaşadığımızı sandığımız bu dünya tamamiyle aldatıcıdır. Tüm insanlık aslında uzaydan gelen yaratıkların köleleridir. Neo, Trinity ve Morpheus'un da yardımıyla kendilerini bu düzeni yıkmaya adayan bir grubun içine katılır.
If you'd like to have a copy of this list exported to a CSV, click the "Export" button below. We will create the export and send it to you via email. Depending on the size of your list, this can take a few minutes to complete.