Fabianius
Membro desde julho 2009
dos Filmes
das Séries
As a freelance web designer I profoundly like high-quality images. The fact that the German section of this archive was surprisingly empty made me upload the first covers on this site. At the time when language-dependent covers were enabled, I considered it necessary to eventually also "start" bringing the German records to the next level.
I was almost shattered to see the amount of patched-up low-quality covers. What amazed me much more, though, was the fact that it is so hard to get high-resolution images of covers, backdrops, etc. Nevertheless, I took the opportunity and started contributing to this vast database of information. We are nowhere near finished but you never know what future brings...
Filtrar por:
Ordem:
1960’larda inşa edilmiş ve 80’lerin başında Rio De Janeiro’nun en tehlikeli mahallelerinden birine dönüşmüş, sosyal konutlardan oluşan “Tanrıkent”te organize suçun destansı tarihi. Film 60’larda iki kenar mahalle çocuğunun seçtiği iki ayrı yolu takip eder.Fotoğrafçı olma hayalleri kurar ama fotoğraf makinesi alacak parası yoktur. Öte yandan, Küçük Ze çocukluğundan beri tam bir suçlu özellikleri taşır; acımasız, akıllı ve hırslıdır. Küçük yaşta planladığı bir genelev soygunu sırasında öldürmenin tadını alır, gün geçtikçe bu konudaki iştahı giderek artar. 70’lerde Ze, sakin ve becerikli Bee’nin desteğiyle, favela’nın (mahallenin) uyuşturucu ticareti üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırır. 80’lerin başlarında “Tanrıkent”i çetelerarası savaş sarar ve amansız genç suçlulardan oluşan yeni bir kuşak çıkıp “eskilerin” yerini almaya çalışırken, artık bir fotoğraf makinesine sahip olan Rocket, onu bu bitmek tükenmek bilmez katliam döngüsünü belgelemede kullanır...
Doğu Almanya'nın kapalı politik atmosferi içinde, partiye ve devlete sadakatleri sürekli sorgulanan insanlar, daimi bir baskı altındadırlar. Gerd Wiesler de, ünlü oyun yazarı Georg Dreyman'ı gözlemlemekle görevlendirilmiş bir yüzbaşıdır. Yazar ve sevgilisinin yaşadıkları apartmanın çatı katına yerleşen Yüzbaşı, sürekli olarak ikilinin yaşamını Bakan Hempf'e rapor etmektedir. Uzun bir süre herhangi bir olumsuzluk rapor edemez. Ta ki Bakan Hempf, Georg Dreyman'ın kız arkadaşına cinsel tacizde bulunana kadar. Sevgilisinin maruz kaldığı durum üzerine yaşadığı baskı ile ilgili sabrı taşan Georg, Doğu Almanya'daki koşulları tüm dünyanın duyması için Der Spiegel'e yazı yazmaya karar verir. Yüzbaşı için aradığı fırsat sonunda doğmuştur. Ama günler boyu izlediği bu iki insanın hayatının kendi üzerinde bıraktığı etkiler, hayatını ve varoluşunu sorgulamasına neden olacaktır. Katıldığı pek çok festivalde ödüle boğulan Başkalarının Hayatı, etkili anlatımı ve hümanist yaklaşımı ile dikkat çekiyor.
Teknik bilgisi ve becerisi yüksek olan Cooper, geniş mısır tarlalarında çiftçilik yaparak geçinmektedir; amacı iki çocuğuna güvenli bir hayat sunmaktır. Onlarla yaşayan Büyükbaba Donald çocuklara göz kulak olurken, henüz 10 yaşındaki kızı Murph şaşırtıcı bir zekaya sahiptir. Geçmişte bıraktığı biliminsanı kariyerini özleyen Cooper'un karşısına bir gün beklenmedik bir teklif çıkar ve ailesinin, dahası insanlığın güvenliği için zorlu bir karar alması gerekir...
1952 kışında İngiliz yetkililer bir soygun ihbarını araştırmak üzere Alan Turing’in evine girerler. Ahlâksız davranış suçlamasıyla Turing’i gözaltına alırlar. Yetkililer, modern bilgisayarcılığın öncüsünü suçladıklarından habersizdir. Bilgin, dilbilimci, satranç şampiyonu ve istihbarat görevlilerinden oluşan bir grubun lideri olan Alan Turing’in, İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın kırılamaz tabir edilen Enigma makinesinin şifrelerini kırdığı bilinmektedir.
Dünyanın öbür ucundaki bir ülkede, Rwanda'da 1994'de Hutu'larla Tutsi'ler arasında çıkan savaş yüzünden yüzbinlerce insan öldürülür. Sokaklar adeta bir ceset tarlasına dönmüştür. Tüm dünya yaşanan bu insanlık durumuna parmağını bile kıpırdatmazken, bir otel sahibi olan Paul, 1200 kişinin hayatını kurtarmak için inanılmaz bir özveri gösterir ve otelini adeta bir sığınağa çevirir. Don Cheadle’a filmde sergilediği olağanüstü performans sonucu En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar adaylığı kazandıran film, gerçek bir insanlık dramı ve gerçek bir kahramanlık hikayesi.
Kaptan Phillips/Captain Phillips, yönetmen Paul Greengrass'ın, Amerikan bandralı yük gemisi Maersk Alabama’nın 2009 yılında Somali’li korsanlar tarafından kaçırılmasını konu alan çok katmanlı bir incelemesi. Film, Greengrass’ın gözünden, olayın çok sayıdaki global etkisini, hem çok heyecanlı bir gerilim olarak, hem de karmaşık bir portre olarak sunuyor. Film, Alabama’nın yönetici kaptanı Richard Phillips ile onun Somali’li muadili Muse arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Film, Akademi Ödülü® adayı Paul Greengrass tarafından yönetildi. Senaryo Billy Ray tarafından yazıldı...
Gerçek olaylara dayanan "Argo" altı Amerikalıyı kurtarmak için düzenlenen, İran rehine krizinin sahne arkasında ortaya çıkan ve halkın yıllar sonra öğrendiği gizli bir operasyonu anlatıyor. İran devriminin kontrol edilemeyecek noktaya ulaştığı dönemde, 4 Kasım 1979'da militanlar Tahran'daki ABD elçiliğine saldırırlar ve içeride bulunan 52 Amerikalıyı rehin alırlar. Ancak tüm bu kaosun ortasında altı Amerikalı kaçmayı başarır ve Kanada büyükelçisinin evine sığınır. Bulunmalarının ve büyük olasılıkla öldürülmelerinin an meselesi olduğunun farkında olan Tony Mendez (Ben Affleck) adında bir CIA "sızma" uzmanı altı Amerikalının ülkeden sağ salim çıkmasını sağlayacak riskli bir plan yapar. Böylesine inanılmaz bir plan ancak filmlerde olmaktadır...
Sully, 15 Ocak 2009’da arızalanan yolcu uçağını Hudson Nehri’ne indirmeyi, bir nevi imkansızı başarıp kahraman haline gelen pilot Chesley Sullenberger’i konu ediniyor. Kaptan Sully elverişsiz koşullarda uçağı Hudson Nehri'ne indirmeyi başarıp 155 yolcunun hayatını kurtarmıştı. Fakat her ne kadar medya ve halk tarafından usta uçuş yeteneği, cesareti ile gündeme gelse de bazı yetkililer tarafından açılan soruşturma nedeniyle itibarını ve işini kaybetme tehlikei ile yüz yüze gelecektir.
Filmin başrolünde efsane oyuncu Tom Hanks yer alırken filmin yönetmenliğini ise Oscar ödüllü yönetmen Clint Eastwood üstleniyor. Ayrıca filmin hikayesi Sulenberger ve Jeffrey Zaslow'un "Highest Duty" adlı kitabından uyarlandı.
Eilis Lacey (Saoirse Ronan), İrlanda'nın fakir mahallelerinden birinde yokluk içinde yaşayan bir kızdır. Sevmediği bir işte annesinin hatrına çalışan Eilis'e kasabasındaki kilise papazı yardımcı olur ve onu Amerika'ya güvenilir bir tanıdığın yanına gönderir. 1950'li yılların New York'unda Brooklyn’e gelen genç kız, Amerika'nın gelecek vaatleri için annesinin evini terk eder. Ayakları üzerinde durma mücadelesi veren Eilis bu arada bir gençten de çok hoşlanır. Fakat gurbet özlemi birkaç ay sonra Eilis için dayanılmaz olur ve bu sırada annesinden gelen bir haber ile İrlanda'ya birkaç haftalığına dönmeye karar verir. Amerikan rüyası İrlanda'daki geçmişi yüzünden bozulan Eilis, iki ülke ve üzerinde yaşadığı hayatlardan birini seçmek zorunda kalacaktır.
Revered sushi chef Jiro Ono strives for perfection in his work, while his eldest son, Yoshikazu, has trouble living up to his father's legacy.
20. yy'ın başları... Gustave H, Büyük Budapeşte Oteli’nin işleyişini büyük bir profesyonellikle idare eden, müşterilerini dahi en ince ayrıntılarına kadar tanıyan bir konsiyerj görevlisidir. Bir gün otele bellboy ve komi görevlisi olarak Zero Mustafa adında genç bir adam gelir ve kısa zamanda aralarında yakın bir arkadaşlık başlar. İkili birbirlerinin sırdaşı olurken yaşadıkları şehir de büyük bir savaşa doğru sürüklenmektedir. Bu esnada Gustave’ın yaşlı sevgilisi Madame D. esrarengiz bir şekilde hayata veda eder, ikili Madame D.’ye veda etmek için yola çıkar. Bir asilzade olan Madame D.’nin şatosuna vardıklarında miras bölüşümünün yapıldığı toplantıya denk gelirler. Madame D., Gustave’a miras olarak paha biçilmez bir Rönesans tablosu bırakmıştır ve bunun açıklanmasıyla aile içerisinde büyük bir karmaşa çıkar. Bu andan itibaren belalarla dolu bir maceraya atılan Gustave ve Zero, gerçeklerin peşinde koşarken dışarıda da bir çağ değişmektedir…
Kore gazisi Walt Kowalski oğulları ile olan ilişkisi eşinin ölümünün ardından daha mesafeli bir hal alır. Huysuz bir ihtiyar görünümündeki Kowalski ne torunlarından, ne oğullarından, ne peşini günah çıkarması için bırakmayan genç rahipten, ne de Tayland asıllı komşularından memnundur. Hayatta onu tek mutlu eden olay, Gran Torino markalı emektar arabasıyla geçirdiği dakikalardır.Herşeyden üstün tuttuğu arabası yan komşusunun oğlu tarafından çalınmaya teşebbüs edildiğinde, Kowalski önyargılarını bırakacağı bir dostluğun başlayacağını henüz bilmiyordur.
Sintel isimli bir kız yaralı bir ejderha yavrusu bulur ve onu iyileştirir. Çok iyi dost olduğu Scales isimli ejderhasını bir gün kaybeder ve daha sonra onun peşine düşerek macerasına başlar…
Evelyn Salt (Angelina Jolie), idealist bir CIA ajanıdır ve görevi, şerefi ve ülkesi üzerine yemin etmiş bir devlet görevlisidir. Ancak bir itirafçı onu zor durumda bırakacaktır. Çünkü bu kişi, Salt'ın Rus ajanı olduğunu iddia etmektedir. Bu suçlamayla adeta bağlılığı test edilecektir. Salt sahip olduğu tüm gizli görev tecrübesini kullanarak kendini temize çıkarmak amacıyla kaçar. Salt'ın masum olduğunu kanıtlamak için gösterdiği tüm çaba hakkındaki şüpheleri arttıracak ve geriye yanıtlanması gereken bir tek soru bırakacaktır; Salt kimdir? Süreç içinde, Salt'ın bile yeni keşfedeceği gerçekler gün yüzüne çıkacaktır.
25 yaşına gelen insanların, yaşlanmayı durdurmak için var güçleriyle çalışmak zorunda olduğu bir gelecekte geçen filmde, zaman gerçekten para ve güç demek. Will Salas, bir hata sonucu cinayetten hüküm giyer ve hapishaneden kurtulmak için tek şansı gerçek yüzünü gördüğü sistemi çökertmektir. Zira zamanın rahatlıkla satın alınabildiği bu sistemde zenginler sonsuza kadar genç kalarak yaşarken fakir ve güçsüz olan ise ölerek, elenir. Üstelik kendi yaşayamadıkları yıllar başkalarının hayatlarına eklenir. Güçsüz olanlar sadece bir gün daha hayatta kalabilmek için 'zaman' dilenir, ödünç alır hatta bazen zamanı çalar. Will Salas ise bütün bu yozlaşmış sisteme karşı baş kaldırır...
Başrolde filmlerin eli palalı karakteri Danny Trejo'nun rol aldığı filmde, içinde bulunduğu çete tarafından ihanete uğrayan Machete'nin, çetenin liderinden intikam alması 'vahşi' bir görsellikle anlatılıyor...Meksikalı eski bir federal, Texas’da işçi olarak çalışıp gizlenmektedir. Bir politikacı, Machete’yi pis işlerini yapması için işe alır. Ancak Machete bir süre sonra kendini işe alanların amaçlarının farklı olduğunu anlar..
Dünya zombilerin istilası altındadır. Texas’ta yaşayan Columbus, korkak ancak "Kuralları” sayesinde hayatta kalabilmiş bir üniversite öğrencisidir. Ohio’da yaşayan ailesinin hayatta olup olmadığını görmek için oraya gitmeye karar verir. Yolda karşılaştığı Tallahassee, silah aşığı, zombi avlamayı seven, en büyük amacı dünyadaki son Twinkie keklerinden yemek olan sert görünümlü biridir. Zombi istilasının karmaşasında hayatta kalmak için hırsızlığı seçen Wichita ve Little Rock isimli kız kardeşlerle yolları kesişen bu ikili grubun yeni üyeleri ile Columbus'a ailesini bulaması için yardım edeceklerdir.
Zengin bir iş adamı ve aristokrat olan Philippe, yamaç paraşütü yaparken geçirdiği kaza sonrası felç olur ve boynundan aşağısını kullanamaz hale gelir. Driss ise hapishaneden henüz yeni çıkmış bir işsizdir. Philippe 7 gün 24 saat boyunca bakımını üstlenmesi için Driss'i evine yatılı yardımcı olarak alınca ikisinin de dünyası değişecektir. Normal şartlar altında hiçbir zaman yan yana gelmeyecek bu ikili iyisiyle kötüsüyle hayatın tadını beraber çıkarmaya başlarlar.
Filmde, Phil, Stu, Alan ve Doug, Stu'nun düğünü için Taylan'a giderler. Las Vegas'taki unutulmaz bekarlığa veda partisinden sonra Stu işini şansa bırakmayıp sakin bir düğün öncesi kahvaltısı yapmayı tercih eder. Ancak her zaman herşey planlandığı gibi gitmeyebilir... Vegas'ta olan Vegas'ta kalabilir ama Bangkok'ta olanlar hayal bile edilemez.
Filmde arkadaşlarının düğününden iki gün önce bekârlığa veda partisi vermek için Las Vegas'a giden dört arkadaş, sarhoş oldukları parti gecesinin sabahında odalarında bir kaplan, tavuklar ve dolapta ağlayan altı aylık bir bebek ile uyanırlar. Ayrıca damat ortada yoktur. Bir gece öncesine dair hiçbirşey hatırlamayan üç arkadaş ip uclarını takip ederek işlerin nerede kontrolden çıktığını bulmak zorundadırlar. En önemlisi de damadı bularak zamanında Los Angeles'a düğününe yetiştirmeleri gerekmektedir.
Ünlü gerilim romanları yazarı Mort Rainey, yeni kitabı üzerinde çalışmak üzere göl kıyısındaki ıssız evine çekilmiştir. Karısından yeni ayrılmış olan Mort, bir türlü kafasını toplayıp çalışamamaktadır.Bir gün garip görünüşlü John Shooter adında bir adam ziyarete gelir. Adamın iddiasına göre Mort, onun bir kısa öyküsünü çalarak kendi imzasıyla yayınlatmıştır. Shooter'ın uyarıları kısa zamanda tehditlere dönüşünce, Mort bir özel dedektiften yardım ister. Tüm yardımlara rağmen Shooter'ın durdurulamaması, olayların çığrından çıkmasına yol açacaktır.
Reda, summoned to accompany his father on a pilgrimage to Mecca, complies reluctantly - as he preparing for his baccalaureat and, even more important, has a secret love relationship. The trip across Europe in a broken-down car is also the departure of his father: upon arrival in Mecca, both Reda and his father are not the characters they were at the start of the movie. Avoiding the hackneyed theme of the return to the homeland, the film uses the departure to renew a connection between two generation.
1955 yılında kısılıp kalan Marty'yi kurtarmak için Dr. Brown zamanda seyahat eder. Ancak kendisi 1885'e gelip DeLorean bozulduğu ve o zamanın teknolojisi yetmediği için burada takılan Doktor, Marty'ye bir mektup yazarak arabayı gömdüğü yeri söyler. 1955'teki Marty bu sayede arabayı bulur ve Doktoru kurtarmaya vahşi batıya gelir. Tabii burada işler umduğu gibi olmaz zira Dr. Brown hem iyi bir doktor olmuş hem de çok feci aşık olmuştır bunun dışında peşine de onu öldürmek isteyen bir kanun kaçağı çetesini takmıştır.
Marty bu kez 2015'e gidip henüz doğmamış çocuğuna yardım etmek zorunda kalacak. Elbette bunu yaparken ortalığı karıştıp zamanın dokusuna ve düzenine zarar verecek. Dostumuz, yol açtığı sorunları çözmek için yeniden geçmişe, sonra da geleceğe gidip gelecek. 50'lere döndüğünde, ilk serüvendeki sahnelerin bazılarını yeniden yaşama fırsatı bulacak ama bu kez başka birinin gözünden!
Dönemin özellikle tasarımıyla öne çıkan otomobillerinden olan bir DeLoran'ın içine gizlenmiş icat, Marty'i yanlışlıkla 50'lere geri götürür. Sorumsuz delikanlı bu gösterişsiz Amerikan kasabasında bir kazaya yol açar ve müstakbel anne ve babasının tanışmasına engel olur. Böylece kendisi de hiç doğmamış olacağı için bu durumu düzeltmesi gerekmektedir. Ama hayat sandığından daha karmaşıktır ve sorumluluk kelimesinin anlamını öğrenmek zorundadır.
İlk filmin üzerinden birkaç yıl geçmiştir. Mafya babası Paul Vitti (Robert DeNiro) hapishanededir ve orada öldürülmekten korkmaktadır. Aklına deli numarası yaparak hapishaneden kurtulmaktan başka çözüm yolu gelmez. Onunla ilgilenen psikiyatrist Ben Sobol (Billy Crystal) da deli raporu verince Paul hapisten çıkartılır. Artık şimdi bir televizyonda mafyalar üzerine yapılan bir araştırma için çalışmaya başlamıştır...
Panik atak sorunu yaşayan mafya patronu Paul Viti (Robert De Niro) hiç olmadık yerlerde ağlama krizlerine girer. Bir gün psikiyatr Dr. Ben Sobel (Billy Crystal) Paul'un arabasına çarpar; iyi olacak hastanın doktor ayağına gelmiştir.
FBI’ın ünlü “En Çok Arananlar” listesinde yer alan en genç dolandırıcısının gerçek yaşam öyküsü... Frank Abagnale Jr henüz 18 yaşına gelmeden doktorluk, avukatlık ve büyük bir hava yolu şirketinde pilot yardımcılığı yaptı. Kılık değiştirme ustası olan Abagnale, aynı zamanda son derece zeki bir dolandırıcıydı. 16 yaşındayken başladığı çek sahtekarlığını 26 ülkede sürdürerek 2,5 milyon dolar çapında dolandırıcılık yaptı. ABD tarihinin en başarılı banka soygununu gerçekleştirdi.
Bir adam düşünün... Ömrü boyunca modern kent çevresinde yaşamış; 747'lerle dünyayı dolaşmış ve sürekli bilgisayar ortamında çalışarak yaşamını sürdürmüş. Ve bir gün bindiği uçak denize düşünce Fiji'de ıssız bir adada dört yıl tek başına yaşamak zorunda kalmış. Adada tek başına yaşayan bu adamın bilinç düzeyi tümüyle değişir mi yoksa modern dünyaya dönünce yine aynı kişi mi olur? Hayatının dönüm noktası olan bu olay yaşanmadan evvel sadece işine gömülü bir hayat sürdüren, kız arkadaşı dahil çevresinde sevdiği herkesi ihmal eden bu adam için eski hayatını sürdürmek mümkün olacakmıdır? Yoksa önünde yepyeni bir hayat mı durmaktadır?
The New Guy, her şeye sıfırdan başlamak ve kendini yeniden keşfedip, geliştirmek üzerine neşe dolu bir kolej hikayesi.
Hayatı ve işi yolunda giden biri ailenin, bir gece evine hırsızın girmesiyle aile babası Wade Porter hırsızı bir sopa darbesiyle öldürür. Film bu noktadan sonra hapishanede geçer ve hapishanede yaşananları gözler önüne serer.
Mark Wahlberg eski bir keskin nişancıdır. Bu işleri uzun zaman önce bırakmış olmasına rağmen son bir görev için yeniden geri dönmesi istenir. Fakat kısa zaman içinde aslında bu görevin altında yatan büyük gerçeği farkına varacaktır. Aslında yapılmak istenen Amerikan Başkanı'na bir suikast düzenlemektir.Artık Mark'ın işi ilk zamankinden çok daha zordur. Çünkü bir yandan bu büyük komplonun altında yatan gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışacak, bir yandan da Başkan'ı bu korkunç gidişattan korumaya çalışacaktır.Stephen Hunter imzalı Point of Impact kitabından uyarlanan film, Antoine Fuqua imzası taşıyor.
Apaçi şefi Abahachi ve kan kardeşi Ranger, Vahşi Batı’daki barışı korumakla sorumludurlar. Bütün sorunlar Abahachi’nin kabilesi için bir bar satın almak üzere Shoshone yerlilerinden kredi almasıyla başlar. Ama emlakçının gerçek bir emlakçı olmadığı anlaşılır. Emlakçı geçinen bu sahtekar, Santa Maria adında çok ama çok kötü bir adamdır. Ortada bar falan da yoktur. Santa Maria parayla birlikte ortadan kaybolur.Sorunlar burada bitmez.. Shoshone şefinin oğlu Komik Tavşan öldürülür ve bu cinayet Abahachi ile Ranger’ın üzerine kalır. Kan kardeşlerinin tek bir seçeneği kalmıştır: Abahachi’nin büyükbabası Çılgın İnek’in uzun yıllar önce miras bıraktığı hazineyi bulmak. Shoshone’lerin parasını ödemek ve masumiyetlerini ispat etmek için hazineyi bulmaları şarttır. Oysa bu hiç de kolay değildir; özellikle de, Abachachi’nin hazinenin yerini gösteren haritayı dört parçaya bölüp, diğer üç parçayı kimlere verdiğini hatırlamaması yüzünden
19. yy sonlarında Londra’da Robert Angier, sevgili eşi Julia McCullough ve Alfred Borden hem arkadaştırlar hem de bir sihirbazın asistanlarıdırlar. Bir gösteri esnasında Julia ölünce Robert, onun ölümünden Alfred’i suçlar ve birbirlerine düşman olurlar. Zaman içinde ikisi de hem ünlü olurlar hem de rakip sihirbazlara dönüşerek birbirlerinin sahne üstünde performansını sabote etmeye kalkışırlar. Alfred başarılı bir hile yapınca Robert, rakibinin sırrını çözmek konusunu takıntı halinde getirir ve trajik olaylar birbirini kovalar.
Jamal Malik, Mumbai’nin gecekondu mahallelerinden birinde yaşayan 18 yaşında bir yetimdir. Hindistan’da katıldığı bir bilgi yarışmasında 20 milyon rupi kazanmasına sadece bir adım kalmıştır. Şovun o gecelik bitmesinin ardından Jamal, eğitimsiz olan birinin bu kadar büyük başarıyı ancak hile yoluyla gösterebileceğinden şüphelenilip tutuklanır. Ama yarışmadaki her sorunun cevabıyla o gece Jamal’ın inanılması zor ama gerçek hikayesi ortaya çıkacaktır. Fakat sadece bir soru gizemini korur...
Lionel ve sevgilisi Paquita,hayvanat bahçesine gezmeye giderlerken meraklı annesi de onları takip eder. Ancak kadını Sumatra'dan gelen bir tür fare-maymun ısırır ve bulaşıcı bir zombi salgını başlatır. Annesini korumaya çalışan Lionel, onun kurbanlarını evlerinin bodrumunda saklamaya çalışır ancak olaylar giderek kontrolden çıkar ve zombiler bir ordu halinde dışarı taşarlar. Yüzüklerin Efendisi'ni yöneten Yeni Zelanda'lı yönetmen Peter Jackson'ın ülkesinde çektiği 3. uzun metrajlı filmi olan Braindead, komedi ve korku unsurlarını bir arada ve başarıyla barındırıyor.
Kısaca Deja Vu olarak bilinen olayın rahatsız edici gizemini herkes bir şekilde deneyimlemiştir. Birisiyle yeni tanıştığınızda sanki onu yollardır tanıyormuş gibi bir hisse kapılırsınız. Veya herhangi bir yere ilk defa gittiğiniz halde sanki orada daha önce bulunmuş gibi hissedersiniz. Kısacası Deja Vu adı verilen duyguyu bilmeyen yoktur denilebilir. Peki, ya bu tuhaf ve tüyler ürpertici duygu aslında geçmişten gönderilen bir uyarıysa… Veya bilinmeyen geleceğe dair ipuçlarını barındırıyorsa... Yapımcı Jerry Bruckheimer ve yönetmen Tony Scott’un yeni aksiyon-gerilim çalışmasında deja vu duygusu baş roldedir. İnsanların hayatını paramparça eden bir suç olayını araştırmakta olan ATF ajanı Doug Carlin’e (Denzel Washington) hiç umulmadık bir anda rehberlik eder.
Kale Brecht (Shia LaBeouf), babasının kazayla trajik ölümünden sonra girdiği bunalımı atlatmaya çalışan sorunlu bir gençtir. Asık yüzlü, içine kapanık ve çekingendir. İşlediği küçük bir suçtan dolayı yargıç tarafından ev hapsi cezasına çarptırılır. Annesi Julie ise (Carrie-Anne Moss) evin geçimini sağlayabilmek için gece gündüz çalışmaktadır. Tek isteği kayıtsız ve bezgin davranışlarda bulunan oğlunun ihtiyaçlarını karşılayabilmek ,ona babasının eksikliğini hissettirmemek ve iyi bir gelecek sağlayabilmektir. Evinin duvarları adeta Kale’in üzerine üzerine gelmektedir. Zaman geçirebilmek için tüm ilgisini pencerenin dışındaki komşu evlerine yöneltince röntgenci bir genç olup çıkar.
Soğuk Savaş döneminde Ruslara saldırmak için bahane aramakta olan çılgın general Jack D. Ripper, Rusların 'Amerikan halkının vücut sıvılarını kirlettiği' gerekçesiyle SSCB'ne sürpriz bir nükleer saldırı yapmaya karar verir. Nükleer silahlarla yüklü bir Amerikan uçağı Rus sınırına yakın bir bölgede Soğuk Savaş döneminin tipik devriye uçuşlarından birini yapmaktayken mürettebat Ripper'dan SSCB'ne saldırı emrini alır.Fakat Rus büyükelçisi DeSadesky Amerikan makamlarına Rus savunma teknolojisinin geldiği son noktanın ürünü olan 'Doomsday Device'dan bahsettiğinde ve Başkan'ın danışmanlarından eski Nazi bilimadamı Dr. Strangelove buluşun varlığını onayladığında durum daha da tehlikeli bir hal alır; 'Doomsday Device', SSCB'ne yapılacak herhangi bir nükleer saldırıda dünyadaki tüm canlıların yok olmasını sağlayacak bir karşı tehtid silahıdır...
Jules Winnfield ve Vincent Vega, mafya babası patronları Marsellus Wallace’tan çalınan bir çantayı geri almaya giden iki profesyonel tetikçidir. Wallace aynı zamanda Vincent’a, kendisi birkaç gün sonra şehir dışındayken karısını dışarı çıkarmasını söyler. Butch Coolidge, bir sonraki maçını kaybetmesi için Wallace’tan para alan yaşlı bir boksördür. Honey Bunny ve Pumpkin, yer değişikliğine ihtiyaçları olduğuna karar veren soyguncu bir çifttir. Görünüşte birbirleriyle alakası olmayan bu insanların hayatları, hem heyecanlı hem de eğlendirici bir sinema filmi macerasında nefes kesici bir şekilde birleşecektir.
Dünyayı tehlikelerden ve terörizmden temizlemek için çalışan Team America, bunun için yoluna ne çıkarsa çıksın durdurmaya, hatta yoketmeye hazırdır. Aslına bakarsanız Eyfel Kulesi de bu kahramanca(!) yıkımdan(!) nasibini alacak yerler arasındadır! Kahramanlarımız Kuzey Kore lideri Kim Jong Il'i bir barış konferansı düzenlemekten alıkoymak zorundadırlar. Zira şeytani lider, aslında dünyaya kitle imha silahlarıyla saldırmayı planlamaktadır. Hatta konferansı destekleyen Sean Penn, George Clooney gibi isimlerin başı çektiği Film Oyuncuları Derneği'ne de gününü göstermek gerekmektedir. Sarkastik çizgi dizi South Park'ın yaratıcıları Matt Stone ve Trey Parker, bu kez kuklaları kullanarak 60'ların kült dizisi Thunderbirds'ün estetiğini ve görkemli Hollywood aksiyon filmlerinin üslubunu alaycı bir şekilde harmanlıyorlar.
Film, küçük Chihiro ve ailesinin yeni bir kasabaya taşınmalarıyla açılır. Yolculuk esnasında yolda gördükleri bir tünele dikkat eden aile, tünelin içerisinden geçtiklerinde karşılaştıkları fantastik dünyanın içerisinde büyülenirler. Ancak bu kasabada yolunda gitmeyen bir şeyler vardır, bu büyü kısa bir zaman sonra bozulacaktır. Ailesini kaybeden küçük Chihiro, babasını kurtarmak için korku dolu bir maceraya atılacaktır.
Bir hırsızlık olayında ağabeyi ölen yarı felçli Jake Sully, Pandora adındaki uzak bir gezegende görevinin başına geçmeye karar verir. Bu yerde Na’vi adında giderek tükenmekte olan bir halk yaşamaktadır. Askeri bir şirket, söz konusu yeri ve oradaki kaynakları mercek altına almak üzere Avatar adında bir program oluşturmuştur. Bu program insanları kısmen insan kısmen de Na’vi haline büründürerek misyon amaçlı Pandora’ya göndermektedir. Bu sisteme gönüllü dahil olan Botanist Dr. Grace Augustine ve Jake Sully için başka bir yaşam var olacaktır. Sully, Pandora’ya geçtiği anda felçli bedeni değişime uğrayarak işlevsel hale gelir. Bu sırada Na’vi halkından Prenses Neytiri ile karşı karşıya gelen Jake, ansızın bir farkındalık yaşar ve bir araştırma misyonu ile gönderildiği bu gezegeni, kendi dünyalısından korumaya karar verir.
Ben Gates’in John Wilkes hakkında yeni bir bilgi sunumu esnasında Booths’un günlüğünden on sekiz sayfa eksiktir. Çok geçmeden Mitch Wilkinson adında biri kalkar ve söz konusu günlükten eksik olan bir sayfayı okumaya başlar. O sayfada Ben’in büyük babası Thomas Gates’ten söz edilmektedir ve kendisi Abraham Lincoln olayında suikastçiler destekçilerindendir. Ben Gates, Abraham Lincoln olayının ardındakileri çözmek istemektedir.
Altı nesildir hazine peşinde koşan Gates ailesi, ABD'de tarihle ilgilenen kişilerin gözünde deli muamelesi görmektedir. Gates'lerin sın nesil üyesi Benjamin Franklin hazine avı bayrağını devralmış son kişidir ve yaşamını kimsenin varlığına inanmadığı, Orta Doğu kökenli Tapınak Şövalyeleri hazinesini bulmaya adamıştır. ABD'nin kuruluşunda aktif rolü olan Özgür Masonlar derneği üyelerinin sakladığı ve yeri ABD tarihindeki kilit olaylara gizlenmiş ipuçlarında saklı olan hazineye Benjamin Franklin iyice yaklaştığını hissetmektedir. Ancak, elde ettiği son ipucu hazinenin yerinin çalınması imkânsız gibi görünen Bağımsızlık Bildirgesi'nin arkasında gizlendiğini söylemektedir. Bildirge'nin arkasına bakmanın, yüzyıllık hazine avının sonu olacağın düşünür, oysa bu sadece bir başlangıçtır.
Tüm ülkenin kaderi cesur bir adamın ellerinde!Harrison Ford gişe rekorları kıran bu filmde kariyerinin en başarılı performansını sergiliyor. Başkan Marshall (Ford) eşi, kızı ve üst düzey hükümet görevlileriyle birlikte dünyanın en güvenli ve korumalı başkanlık uçağıyla evine dönmektedir. Ancak uçak kalkar kalkmaz radikal terörist Korshunov (Gary Oldman) ve güçleri tarafından kaçırılır. Korshunov, ülkesindeki tutuklu diktatörün serbest bırakılmasını ister aksi takdirde uçaktaki yolcuları teker teker öldürmeye başlayacağını söyler.
İnsanlar Mars'a yerleştikten yüzlerce yıl sonra Regulator Rogul ve Lord Jens Maul, Marslıları Mars ve dünyaya savaş açmamaları için Mars'a götürüyorlar. Bu seyahat sırasında Queen Metaphor'a, Surprise uzay gemisindeki eşcinsel kahramanlar olan, Captain Kork, Bay Spuck ve baş mühendis Schrotty eşlik ediyor.
South Park İlkokulu 3. sınıf öğrencileri Stan Marsh, Kyle Broflovski, Eric Cartman ve Kenny McCormick, hayranı oldukları Terrance ve Phillip’in yetişkinlere yönelik filmini izlemeye giderler. Filmden büyümüş gözler ve genişlemiş bir kelime haznesi ile ayrılırlar. Anne ve babalarının bu gelişmeler üzerine başlayan filmi protesto girişimleri, ABD ve Kanada arasında 3. Dünya Savaşı’nın çıkmasına neden olacak kadar ciddileşir. Stan, Kyle, Cartman ve Kenny dünyayı cehennemde olan Şeytan ve sevgilisi Saddam Hüseyin ele geçirmeden önce Terrance ve Phillip’i kurtarmak ve dünyanın sonunun gelmesini engellemek zorundadır.
Se desejares ter uma cópia desta lista exportada para um ficheiro CSV, clica no botão "Exportar". Vamos criar um ficheiro e enviar-te via e-mail. Dependendo do tamanho da tua lista, o processo pode levar alguns minutos para ser concluído.