DRDMovieMusings
Member since February 2017
Movie Score
TV Score
My Movie ROI dbase now has over 5,600 titles from 1915 to 2023, which have paid $3.01 in ReelROI(tm)
DRD Movie Musings | YYZ/YYC | "Tryin' real hard to be the shepherd."
Ratings By Year
DRDMovieMusings's Ratings
Filter by:
Order:
Süt ve mısır gevreğinin kahvaltıya hükmettiği zamanlarda, devrim niteliğindeki yeni bir hamur işi yüzünden dev şirketler birbirine girer.
Bir zamanlar yüksek bir tepedeki kalede, en büyük icadının adı Edward olan bir mucit yaşıyordu... Edward, dayanılmaz bir çekiciliği olmasına rağmen, mükemmel değildi. Mucidin ani ölümü onun yarıda kalmasına yol açtı, elleri yerine uzun, keskin metal parçaları vardı... Edward, merhametli bir Avon hanımefendisinin, onu, ailesiyle beraber yaşamak üzere evine götürene kadar karanlıkta yalnız yaşadı. Böylece Edward'ın Suburbia isimli pastek cennetteki fantastik maceraları başladı. Batman ve Beetlejuiceun yönetmeni Tim Burton'dan son derece sıradışı bir karakter üzerine unutulmaz bir masal...
Tetikçiliğini de bir sanat gibi icra eden Jack, her zaman işini sağlama alan bir suikastçidir. Ancak son işinde tuzağa düşer ve sevdiği kadının ölümüne neden olur. Jack kendisine verilen işi yaptıktan sonra, mesleğini bırakmaya and içmiştir.Yeni işi için gittiği yer, kartpostallardan fırlamış, hayat dolu bir İtalyan kasabasadır. Oysa Jack için huzur çok uzaktadır, çevresindeki herkes potansiyel birer tehdit unsurudur. Günler geçtikçe Jack, kasaba halkı ile iletişim kurmaya başlar. Kasabada Clara adlı bir kadınla beraber olmaya başlayan Jack'in hayatı, Mathilde adlı Belçikalı'nın devreye girmesi yeniden allak bullak olacaktır. Sırlarla dolu bu kadınla birlikte, bu güzel İtalyan kasabası ölümle yaşamın buluştuğu bir yer olacaktır.
Jerry Lundegaard borçları olan bir sahtekârdır. İhtiyaç duyduğu meblağda parayı acilen edinmeli ve borçlarını temizlemelidir. Karısının babası oldukça zengin bir adamdır; ancak gamsız bir sahtekar olan Jerry’ye yardım etmesi imkansız gibi görünmektedir. Jerry’nin aklına şeytani bir fikir gelir. Jerry, karısını kaçırmak ve kayınpederinden fidye istemek üzere iki adam kiralar. Lakin hiçbir şey planlandığı gibi ilerlemeyecektir. Sinemalarının ilk döneminden bu yana çizgilerini hiç bozmadan ilerleyen Coen Kardeşler’e büyük bir şöhret kazandıran Fargo, orijinal senaryo ve en iyi kadın oyuncu dallarında Oscar kazanmıştı.
20. yüzyılın başında arazilerinde çıkan petrol, Amerikan yerlisi Osage Halkı’na servet kazandırarak onları bir gecede dünyanın en zengin insanları haline getirir. Ancak bu zenginlik, çok sayıda cinayete de sebep olur. Cinayetleri araştıranlar da aynı kaderi paylaşır. Ölenlerin sayısı yirmi dördü aştığında ise davaya henüz kurulma aşamasında olan FBI atanır. FBI dedektifi gizemli cinayetleri araştırırken korkunçö bir sırrı da açığa çıkarır.
Owen Browning, hayatının aşkı Parker ile evlenmek üzere olan dürüst bir banka müdürüdür. Düğün haftasında bankası kötü şöhretli Hayalet Haydutlar tarafından gasp edilir. Owen, müstakbel kayınpederininkasabaya yeni gelmiş olan kötü şöhretli Haydutlar olduğuna inanır.
Başarılı bir soygunun ardından usta bir hırsız olan Max Burdette, işten emekliye ayrılarak bir cennet adasına taşınır. Sürekli etrafında dolaşan zeki bir FBI ajanı Max'ın sözünde durup durmadığını kontrol etmek için onu takibe alır ve aralarında kedi-fare kovalamacası başlar.
Milyoner iş adamları söz konusu olunca, Max Conners (Sigourney Weaver) ve kızı Page (Jennifer Lowe Hewitt) tam anlamıyla birer şeytan kesilirler. Page'in annesi Max, gözüne kestirdiği kurbanlarını baştan çıkarıcı Page'in kollarına iter. Sonrasında bütün iş, yüklü bir nafaka koparılacak boşanma davasına kalır. Müthiş ikilinin yeni kurbanları kaba saba bir para babası olan William Tensy (Gene Hackman) dır. Ancak hiç beklenmedik bir gelişme olur ve Page altın kuralı unutarak yakışıklı barmene delicesine aşık olur. Olanlar karşısında deliye dönen Max, Tensy'nin parasını çarpmak için müthiş bir mücadeleye girer.
Barbie, yaşadığı dünyanın koşullarına uymayan bir kadındır. Yaşadığı dünyanın "mükemmel kadın" imajına uzak olduğunu farkeden Barbie, yaşadığı fantastik dünyadan dışlanır ve kimsenin iletişim kurmak istemediği biri halini alır. Uyum sağlayabileceği bir dünya bulma umuduyla bizim yaşadığımız gerçek dünyaya bir yolculuğa çıkar. Bu yeni dünyada, onu kendi evinde dışlanmış kılan farklılıkları, onu özel kılan avantajlara dönüşür.
Batı Cephesi, 1830. Yorgun bir dedektif bir askeri öğrencinin cinayetini çözmeye çalışırken öğrencilerin sessizliğini kırabilmek için içlerinden birinden yardım alır. Bu genç adamı dünya Edgar Allan Poe ismiyle tanıyacaktır.
Ünlü radyo Dj’i Adrian Cronauer, askeri radyoda Dj’lik yapması için Saigon’a getirilir. Sabahın erken saatlerinde yayın yapan Cronauer, “Günaydın Vietnam” sözleriyle açtığı programını dinleyen askerlere eğlenceli dakikalar yaşatır. O güne kadar son derece sıkıcı yayın yapan radyo, Adrian’ın mizah anlayışı ve hippi tavırlarıyla kökünden değişir. Bu yeni durumdan oldukça memnun olan askerler, savaşla ilgili herhangi bir kötü haberin yayınlanmadığı bu programda, Adrian’ın sayesinde uzun zamandır sahip olmadıkları mutluluk ve morali bulurlar. Savaşın acımasızlığını göstermeden, bir radyo yayını sayesinde askerlerin nasıl iyimser bir şekilde etkilenebileceklerini gösteren Günaydın Vietnam, savaşa dair son derece eğlenceli bir yapım. Adeta bu rol için yaratılmış gibi duran Robin Williams, buradaki rolüyle de Oscar’a aday olmuştu.
All of Me (1984) Steve Martin'e ikinci defa Altın Küre'a adaylığı kazandıran güldürü filmi. Başrolde Steve Martin ve Lily Tomlin'in olduğu film Me Two kitabından uyarlanmıştır. Bir avukat olan Roger Cobb (Steve Martin)'ın hiç sevmediği bir kadının (Lily Tomlin) ruhunun içine kaçması sonucu vücudunun yarısını kadın yarısını kendisi kontrol etmektedir.
Bonnet, kızı Nicole ile birlikte yaşayan zengin ve yaşlı bir adamdır. Her şey akla yatkın ve mantığa uygun gelirken, Bonnet'in kazandığı her bir kuruşun hesabını çıkarmak gerek. İşte bu noktada, işe ustalıkla yapılan bir hırsızlık; taklitçilik giriyor. Ünlü ressamların ölümsüz eserlerini birebir taklit ederek satan ve bu sayede karun kadar zengin olan Bonnet, bir gün, ünlü ve 1 Milyon Dolar değerindeki bir eseri satmak değil, sadece sergiletmek için müzeye vermek istediğini duyurur ve gelen Fransız'lara heykeli teslim eder. Sahte heykelin sergilenmesine izin veren yaşlı adam, bu hareketini sorgulayan kızı Nicole'a, üzerinde sahtekarlık şüphesi bırakmamak için yaptığını söyler. Nicole ise babasının başının derde gireceğinden endişe etmektedir. Adeta hırsızlık yapan Bonnet'i engellemeye çalışan Nicole, bir gece vakti evlerine giren hırsızı suç üstü yakalar ve olaylar başlar.
Audrey Hepburn'den ilk başrolünde Oscar'lı bir performans Tam 10 dalda Oscar'a aday olan ve Audrey Hepburn'e En İyi Kadın Kadın Oyuncu ödülünü kazandıran Roma Tatili, bir modern zaman prensesinin kraliyet dayatmalarına karşı gelerek tek başına Roma'yı keşfe çıkmasının hikayesini anlatıyor. Burada gazeteci kimliğini saklayarak ilginç hikayeler peşinde koşan Amerikalı bir gazeteciyle tanışıyor. Ancak planı ikilinin birbirine aşık olmasıyla suya düşüyor.
John Wick, konseyi yenmek için kendine bir yol belirler. Ancak, özgürlüğünü kazanmadan önce, dünyadaki güçlü ittifaklarla ve eski arkadaşlarını birerdüşmana dönüştüren güçlerle mücadele etmelidir. John Wick'in dünyası büyümeye devam ediyor ve riskler her zamankinden çok daha fazla...
1980'li yılların efsanevi polisiye dizisi Kanun Namına'nın baş karakterleri Dedektif Çavuşlar James "Sonny" Crockett ile ortağı Ricardo "Rico" Tubbs'ın dizinin 4. ve 5. sezonundaki saç ve giyim tarzıyla sinemaya uyarlanmış filmidir. 1980'li ve 1990'lı yıllarda NBC'de ve tüm dünyada oluduğu gibi Türkiye'de de TRT1 tarafından yayınlanarak popülerleşmiş ve 1990'ların başından 2000'lerin çeyreğine kadar Star TV'de yayınlanarak efsaneleşmiş fırtına gibi televizyonları kasıp kavuran orijinal dizisindeki ana karakterler, diziden filme yepyeni yan karakterlerlerle birlikte eklenerek ve orijinal dizinin bazı bölümlerinin senaryoları karıştırılarak yeni bir senaryo ile sinemaya uyarlanmıştır. Filmi, 1980'lerde ve 1990'larda Türkiye dahil dünya televizyonlarında fırtına gibi esen orijinal dizisinin yönetici yönetmeni/yapımcısı Michael Mann yönetmiş, senaryosunu 1980'lerde fırtına gibi esen orijinal dizisinin senaristi Anthony Yerkovich yazmıştır.
300 yıl önce Comanche Nation'da geçen Prey, azılı ve çok yetenekli bir savaşçı olan genç bir kadın olan Naru'nun hikayesini konu ediyor. Great Plains'de dolaşan en efsanevi avcıların gölgesinde büyüyen yetenekli bir kadın savaşçı olan Naru, büyük bir tehlike kabilesini tehdit ettiğinde, insanlarını korumak için harekete geçer. Naru, kabilesini Dünya'ya inen teknik olarak gelişmiş bir cephaneliğe sahip, son derece gelişmiş avılara karşı korumak için zorlu bir mücadeleye girişir.
Gemma, yakın zamanda yetim kalmış olan yeğeni Cady'e destek olması ve arkadaşlık etmesi için bir robot tasarlar. Ancak küçük kız ile duygusal olarak bağ kurmaya programlanmış insansı robot, programlaması fazla iyi işlediği için yeni arkadaşı konusunda aşırı korumacı bir hale gelir. Bu korkutucu bağlanma durumu pek çok tehlikeyi de beraberinde getirir.
İçkinin etkisiyle gittikçe dibe sürüklenen bir adamın öyküsü. Skin Deep, çok satan ilk kitabından sonra bir tür tıkanma dönemine girdiğini düşünen, oysa tüm gün sarhoş gezdiği için tek bir satır bile yazamayan umutsuz durumdaki bir yazarın komik öyküsünü anlatıyor. Hem karısını hem de metresini aldattığı halde durmadan yeni kadınlarla ilişkiye giren ve ayık dolaşmayı çoktan unutan yazar, nihayet bir gün eski hayatına yeniden kavuşma kararı veriyor ve toparlanmaya başlıyor.
2000 ft. yükseliğindeki radyo kulesinin tepesine çıkmaya hazırlanan Becky ve Hunter için gerilim dolu anlar başlamak üzeredir.
Suikast Treni'nde Brad Pitt, birçok işte raydan çıktıktan sonra işini barışçıl bir şekilde yapmaya kararlı şanssız bir suikastçı olan Uğur Böceği'ni canlandırıyor. Ancak kaderin başka planları olabilir, çünkü Uğur Böceği'nin son görevi onu dünyanın en hızlı treninde dünyanın dört bir yanından gelen ölümcül düşmanlarla - hepsi birbiriyle bağlantılı ama çelişkili hedeflere sahip - bir çarpışma rotasına sokar...
Queen Ramonda, Shuri, M’Baku, Okoye ve Dora Milaje, Kral T’Challa’nın ölümünün ardından uluslarını, onlara müdahale etmek isteyen dünya güçlerinden korumak için savaşmaya hazırdırlar. Wakanda halkı, hayatlarının bir sonraki bölümünü kucaklamak için çabalarken kahramanlar, bir araya gelecek ve Wakanda krallığı için yeni bir yol çizeceklerdir.
Doug Liman'ın yönettiği, Tom Cruise'un başrolünde yer aldığı American Made, Medellin karteli için ABD'ye uyuşturucu kaçıran, sonrasında CIA için silah kaçakçılığı da yapan pilot Barry Seal'ın hikâyesini anlatıyor. Universal Pictures'ın Barry Seal: Kaçakçı filminde Tom Cruise, Yarının Sınırında (Edge of Tomorrow) filminde birlikte çalıştığı direktör Doug Liman (Geçmişi Olmayan Adam, Bay ve Bayan Smith) ile tekrar bir araya geliyor. Barry Seal adındaki dolandırıcı pilotun şaşırtıcı ve gerçek macerasını anlatan film, Seal'in Amerika tarihindeki en büyük gizli operasyonu yürütmesi için CIA tarafından işe alınmasını konu alıyor.
Brad Pitt ve Margot Robbie'li Babylon, 1920'li yılların Los Angeles'ında, sinemanın sessiz dönemden çıkış sürecinde adından söz ettiren bir aktör ile gözünü yıldız statüsüne dikmiş hırslı bir aktris adayının gözünden o dönemki Hollywood'un her manadaki aşırılığını epik bir dille ele alıyor.
Düşük bahisli poker oyunları ile hayatını sürdüren Mike McDermott bir yandan da hukuk fakültesinde okumaktadır. Bir gece en büyük hayali olan Las Vegas’da ki poker şampiyonasına girmek için gereken parayı kazanma hırsıyla katıldığı bir oyunda bütün birikimini kaybeder. Bu olaydan sonra New York'un yeraltı poker dünyasına veda eden Mike’ın, en iyi arkadaşı Worm’un hapisten çıkmasıyla beraber kendine ve kız arkadaşına verdiği bu sözü tutması zorlaşacaktır. Çünkü Worm’un hapse girmeden önce tefecilere yaptığı büyük kumar borcunu ödemek için Mike’ın yardımına ihtiyacı vardır. Mike tekrardan pokerin cazibesine kapılmışken, kız arkadaşı tüm gayretiyle Mike'ı yeniden doğru yola sokmaya çalışacaktır.
Bay Brooks (Kevin Costner) karısı (Marg Helgenberger) ve kızıyla (Danielle Panabaker) birlikte oldukça normal biridir. Olağan aldatıcı görünüm altında gömülü olan yine de karanlık bir sırrı barındıran bir insanın duygusal olarak işkence gören ruhudur. Bay Brooks’un çapraşık değişken benliği Marshall (William Hurt) cinayeti ve kargaşayı sever ve Bay Brooks’u kötü işlere sevk eder. Bay Brooks ne kadar çok disiplin içinde kalmaya karar verip, kötü dürtülere karşı mücadele ederse etsin, Marshall’ın etkisine karşı koyamaz ve seri bir katil olarak ikinci bir yaşam sürer. Onun bu saldırıları kendini işine ve suçluları yakalamaya adamış olan sert kadın dedektif Atwood’un (Demi Moore) dikkatini çeker. Brooks’un zekası yine de Atwood’un saygısını kazanır ve sonunda ikisinin arasında garip simbiyotik bir ilişkinin başlamasına neden olur.
1950'li yılların sonuna doğru genç ve kaygısız olmak, mavi suların ortasında güneşin ısıttığı İtalya'da Tom Ripley'in (Matt Damon) şiddetle arzuladığı, ancak Dickie Greenleaf'in (Jude Law) yaşadığı bir hayat tarzı...Dickie'nin varlıklı armatör babası Tom'dan playboy oğlunu evine Amerika'ya geri getirmesini istediğinde, Dickie ve kendisi gibi yabancı kız arkadaşı Margi Sherwood (Gwyneth Paltrow), Ripley'in onların hayat tarzını ele geçirmek için yapabileceklerinden ve karşı karşıya kalacakları tehlikenin boyutlarından asla şüphelenmezler.
1990'ın bilim kurgu klasiğinin aksiyon dolu bu yeniden çevrimi, akıl almaz bir prosedürde korkunç bir terslik olmasının ardından kaçak duruma düşen bir adamın hikâyesi.
Donanmanın en iyi pilotlarından biri olan Pete “Maverick” Mitchell, 30 yıllık hizmetten sonra ait olduğu yerde, cesur bir test pilotu olarak sınırları zorlar ve kendisini yere bağlayacak olan terfiden kaçar. Kendisini Top Gun mezunlarından oluşan bir müfrezeyi o güne kadar hiçbir pilotun görmediği özel bir görev için eğitirken bulur. Belirsiz bir gelecekle ve geçmişinden gelen anılarla karşı karşıya kalan Maverick, en büyük korkularıyla yüzleşmek ve büyük bir fedakarlık yapmasını gerektiren bir göreve gitmek zorunda kalır.
Yoğun bir iş kadını olan Emily Nelson, günün birinde oğlunun okuldan arkadaşının annesi olan vlogger Stephanie Smothers’tan "küçük bir ricada" bulunur. İstediği beş yaşındaki oğlunu okuldan almasıdır. Eşini trafik kazası sonucu kaybetmiş ve bu zamandan beri bekar bir anne olarak yaşamını sürdüren Stephanie ricayı yerine getirir ancak Emily'nin beklenmedik bir şekilde ortadan kaybolmasıyla dehşete düşer. Emily’e ulaşmak için telefonlar, mesajlar çare etmeyince Stephanie vlogunun takipçilerini de devreye sokar. Ancak asıl kabus, Stephanie ile Emily’nin kocası Sean’ın endişeli arayışlarının nihayetinde Emily’e ulaştıkları zaman başlayacaktır.
Eski bir Ordu Korucusu ve Özel Kuvvetler askeri olan Quinn, Meksika'daki bir görevde bir Predator olduğunu öğrendiği gizemli bir uzaylı ile karşılaşır. Yaratığın teknolojisinin bir kısmını ordudan gizli olarak ABD'ye evine gönderir; orada, oğlu Rory gelen uzaylı teknolojisini bulur. Bu da onu, Predatorlardan gelen ciddi bir tehdide maruz bırakır. Hükümet, gördüğü şeyi ortaya çıkarmasını engellemek için Quinn'i akıl hastanesine yollar. Ancak Quinn akıl hastanesi yolunda Deliler adı verilen bir grup eski askerle oğlunu kurtarmak için kaçar ve daha büyük bir komployu keşfeder.
Film, güçlerini birleştirip birlikte savaşmak zorunda kalan iki adamın hikayesini konu ediyor. Beceriksiz bir girişimcinin hayatı, Torontolu Adam olarak bilinen meşhur bir suikastçı ile karıştırılmasıyla bambaşka bir hal alır. Adam, hayatta kalabilmek için suikastçıyla birlikte savaşmak zorunda kalır.
1870'lerin Japonya'sında Amerikan ordusundan Yüzbaşı Nathan Algren, Japon İmparatorunun davetlisi olarak, ülkenin ilk ordusunu eğitmek üzere doğuya gelir. Modernleşme eğilimleri gösteren feodal kültür, samuray tarzını da devam ettirmektedir... Algren, bir kaza geçirip samurayların lideri tarafından kurtarılınca köklü samuray kültürüyle tanışır ve etkilenir. Bir samuray savaşçısı gibi hareket etmeyi öğrenince büyük bir kararın eşiğine gelecektir. İki taraf arasında kalmıştır ve onurunun doğru yolu göstermesini beklemektedir...Japonya'nın modernizasyonuna dair olan hikaye, dönemi ve atmosferi ile olduğu kadar başrolündeki Tom Cruise ile de merak uyandırıyor.
Suçluların kalplerine korku salarak sokaklarda Batman olarak iki yıldır sinsice dolaşmak, Bruce Wayne'i Gotham Şehri'nin karanlığının derinliklerine sürükler. Şehirdeki yozlaşmış memurlar ve tanınmış kişilerden oluşan ağın içinde sadece birkaç güvenilir müttefiki kalan bu yalnız infazcı, kendisini yoldaş vatandaşları arasında intikamın vücut bulmuş hâli olarak kabul ettirmiştir. Bir katil çeşitli sadist entrikalarla Gotham'ın seçkin sınıfını hedef alınca bazı gizemli ipuçları dünyanın en harika dedektifi Batman'i; Selina Kyle (namı diğer Kedi Kadın), Oswald Cobblepot (namıdiğer Penguen), Carmine Falcone ve Edward Nashton (namı diğer The Riddler) ile karşılaşacağı yeraltı dünyasında bir araştırmaya sürükler. Kanıtlar şahsileşmeye başladıkça ve failin planları gün yüzüne çıktıkça Batman artık yeni ilişkiler kurmalı, suçlunun maskesini indirmeli ve Gotham Şehri'ni uzun süredir yozlaştıran ve istismar eden güce karşı adaleti sağlamalıdır.
Antarktika'da bir grup ABD'li bilim insanı Norveçli meslekdaşlarının boş ve yıkık araştırma üssünü incelerler, ancak buldukları avının şeklini alabilen dehşet verici bir canlıdan başka bir şey değildir.
Psikiyatrik tedaviye muhtaç bir polisin, bir evli çiftin hayatını karartmasını konu alan bir yapım. Önceleri şiddete karşı olan bir vatandaşın, polis şiddeti karşısında, taciz, takip, hesaplarının bloke edilmesi vs. gibi şantaj ve zorbalığa karşı verdiği mücadele.
Zodiac, San Fransisco körfez bölgesini dehşete boğmuş ve onlarca yıl boyunca şifreleri ve mektuplarıyla dört ayrı yargı bölgesinin yetkilileriyle alay etmiş bir seri katilin gerçek hikâyesine dayanan bir gerilim filmi. Bir avcıyı avlamak dört adam için bir saplantı hâlini alır; bu öyle bir saplantıdır ki onları eski hâllerinin birer hayaletine dönüştürür, yaşamları katilin bıraktığı sonu gelmeyen ipuçlarıyla bir kurulup bir yıkılır.
Bir karayolu nakliye şirketinin sahibi olan Goldenrod, tehlikeli bir görevde kendisine etmesi için sürücü Mike ile anlaşır. Kanada’nun kuzey bölgesinde bir elmas madeni çökmüştür ve insanlar büyük bir tehdit altında kendilerine yardım gelmesini bekler. Madencilerin yardımına gitmeye çalışan Mike, kendisini zorlu bir mücadelenin içinde bulur.
Filmin konusu buzul çağına giren dünyada geçiyor. Buz altındaki kamplarında kaynak sıkıntısı ve iç çatışmalar yaşayan kolonilerden Colony 7, Colony 5 ile olan irtibatını kaybeder. Colony 7′nin lideri Briggs (Laurence Fishburne), Colony 5′e bir keşir ekibi göndermeye karar verir. Eski komutanı Mason (Bill Paxton) buna karşı çıksa da Briggs, yanına Graydon, and Sam (Kevin Zegers) adlı iki gönüllüyü alarak yola koyulur. Ancak Colony 5′e vardıklarında tehdidin sandıklarından da büyük olduğunu anlarlar ve insanlığın son direnişi böylece başlar...
Dünyanın en çok aranan sanat eseri hırsızı ve onun peşindeki FBI profil uzmanı, daima bir adım önde olan kurnaz bir soyguncuyu yakalamak için gönülsüzce suç ortağı olur.
Ailesiyle birlikte karavanlarıyla yaz tatiline çıkan ve başlarına komik olayların geldiği bir ailenin hikayesi.
Julie and Roger are a love-struck married couple who desperately want to have a child. Tragedy after tragedy gets in their way, as the two attempt to rise above their troubles and fulfill their dreams of parenthood.
Kale Brecht (Shia LaBeouf), babasının kazayla trajik ölümünden sonra girdiği bunalımı atlatmaya çalışan sorunlu bir gençtir. Asık yüzlü, içine kapanık ve çekingendir. İşlediği küçük bir suçtan dolayı yargıç tarafından ev hapsi cezasına çarptırılır. Annesi Julie ise (Carrie-Anne Moss) evin geçimini sağlayabilmek için gece gündüz çalışmaktadır. Tek isteği kayıtsız ve bezgin davranışlarda bulunan oğlunun ihtiyaçlarını karşılayabilmek ,ona babasının eksikliğini hissettirmemek ve iyi bir gelecek sağlayabilmektir. Evinin duvarları adeta Kale’in üzerine üzerine gelmektedir. Zaman geçirebilmek için tüm ilgisini pencerenin dışındaki komşu evlerine yöneltince röntgenci bir genç olup çıkar.
İşsiz güçsüz özel detektif Rigby Reardo'nın kapısı günün birinde açılır ve içeri gizemli ve çekici bir kadın girer. Juliet Forrest adındaki bu kadın, babasının bir cinayete kurban gittiğine inanmaktadır ve Rigbyye olayı araştırması için 200 dolar teklif eder. 17 klasik Hollywood filminden parçaların kullanıldığı Dead Men Dont Wear Plaid, birçok ünlü yıldızın boy gösterdiği bir film. Eski suç filmlerine saygı niteliğindeki filmin başrol oyuncusu Steve Martin, aynı zamanda filmin senaristlerinden biri.
In the near future, a police officer specializes in malfunctioning robots. When a robot turns out to have been programmed to kill, he begins to uncover a homicidal plot to create killer robots... and his son becomes a target.
Yeni terfi alan polis şefi Jessica Shepard (Ashley Judd)'a bir "seri katil" dosyası verilir. Bu seri katilin listesindeki isimler, Jessica'nın o güne kadar birlikte olduğu erkeklerdir. Araştırma, ortağının garip davranışlarıyla çok daha karmaşık bir hale gelir. Komiser (Samuel L. Jackson), Jessica'nın görevden alınmasını ister. Bunun nedeni de Jessica'nın da şüpheliler arasında olmasıdır. Tüm ipuçları bunu göstermektedir. Jessica' da aradığı katilin kendisi olabileceğini düşünmeye başlar.
Bir adam tarihteki en kötü şöhretli katilleri örnek alıyor. Suç psikoloğu Helen Hudson diğer seri katillerin metotlarını taklit eden bir seri katil tarafından gözlenmektedir. Cinayet detektifi M.J. Monohan'la birlikte çalışarak bu piskopatı yakalamay ve iğrenç suçlarına son vermeye çalışacaklar.
İşgal altında bulunan dünyada insanlar, uzaylılara karşı verdikleri savaşta büyük bir yenilgiye uğrar. Artık değişen düzende yaşayan bilim insanları, sistemi değiştirmek için asker yetiştirmeye karar verir. Savaşa hazırlanmak için yeni bir yol keşfeden bilim insanları tarafından yetiştirilen askerlerin vereceği savaş, insanlığın geleceğini belirleyecektir.
Bu aksiyon komedinin baş rolünde, Sam Larson'ı canlandıran Kevin James var. Sam Larson, yumuşak huylu bir yazardır, ancak beynelmilel bir suikastçı üzerine yazdığı kurmaca kitap gerçek bir hikaye gibi yayınlanınca kiralık bir katille karıştırılıyor. Kitabının büyük başarısı neticeninde, aniden kaçırılarak ülke dışına çıkarılıyor ve bir suikast tasarısının parçası olmaya zorlanıyor.
In the mid-80s, three women (each with an attorney) arrive at the office of New York entertainment manager, Morris Levy. One is an L.A. singer, formerly of the Platters; one is a petty thief from Philly; one teaches school in a small Georgia town. Each claims to be the widow of long-dead doo-wop singer-songwriter Frankie Lyman, and each wants years of royalties due to his estate, money Levy has never shared. During an ensuing civil trial, flashbacks tell the story of each one's life with Lyman, a boyish, high-pitched, dynamic performer, lost to heroin. Slowly, the three wives establish their own bond.
If you'd like to have a copy of this list exported to a CSV, click the "Export" button below. We will create the export and send it to you via email. Depending on the size of your list, this can take a few minutes to complete.