Çınar ve ekibi, Kapadokya’nın en ünlü kliniklerinden birinde yaşanan bir ölüm vakasını araştırmaya başlarlar. Fakat bu cinayet son olmayacaktır. Ölümlerin arkasındaki sır, Çınar ile kurbanlardan birinin kızı Defne’nin yollarını kesiştirir.

Katil öldürmeye devam ederken gittikçe vahşileşir. Çınar bir yandan soruşturmayı yürütürken, bir yandan da Su ile ilgilenir. Dava için tıp tarihine ilgili Defne’den yardım isteyen Çınar, bu sayede cinayetler ile İbn-i Sina’nın Ahlat-ı Erbaa’sı arasındaki bağı fark eder. Bu aynı zamanda katilin öldürmeye devam edeceğine de işarettir.

Katil ininde, elindeki şifrelere bakarak otlardan karışımlar hazırlamakta, ritüeller yapmaktadır. Defne araştırmalarına devam ederken, katilin peşinde olduğundan habersizdir. Defne dedesi ve cinayetler arasında bir bağlantı bulur. Sazlıkta ortaya çıkan bir iskelet, Çınar'ı geçmişine götürür.

Çınar katili elinden kaçırır. Bu sefer katilin bir de rehinesi vardır. Defne, katilin peşinde olduğu sırrın, eski bir reçete olduğunu öğrenir. Çınar, iskelet dosyası için Fırat'a destek olur. Katil Defne'yle yakın temasa girer. Çınar anne ve kızı korurken, onlara daha da yakınlaşmaktadır.

Kazım dosyayı kapatmaya çalışsa da, Çınar'ın şüpheleri vardır. Fırat, iskelet dosyası için Seyit Ali’den yardım ister. Reçetenin sırrını çözmeye çalışan Defne ve Çınar, Bimarhane'deki dört müzisyenin ismine ulaşır. Katilin ise tek bir yolu kalmıştır; Defne’ye ulaşmak.

Melih, müze bahanesiyle Defne’ye yaklaşır. İkili daha çok zaman geçirdikçe, Defne davayla ilgili daha çok bilgi paylaşır. Bu sırada Çınar davada ilerleme kaydeder, gizemli bir mezar bulur. Fırat, iskelet dosyasında yeni deliller ele geçirir.

Katil bir kez daha kaçar. Fırat Çınar’a davayı çözdüğünü söyler, artık sırrını bilen bir kişi daha vardır. Yanmış panodaki ipuçlarını analiz edip katilin karmaşık çizimlerinin içindeki düzeni fark ederek neyin peşinde olduğuna ulaşır. Katil son bir ayin planlar. Her şey bittiğinde ise Çınar için geriye sadece vicdanıyla yüzleşmek kalmıştır.