Strangers, Tesadüfen gizemli komşusu ile karşılaştıktan sonra hayatı değişen bir adamın hikayesini konu ediyor. Senarist olan Adam’ın hayatı, bir gece tesadüfen komşusu Harry ile karşılaşmasıyla bambaşka bir hal alır. İkisi arasındaki ilişki arttıkça Adam, çocukluk evine geri çekilir ve burada uzun süre önce ölmüş olan ebeveynlerinin hayatta olduklarını ve otuz yıl önce öldükleri günkü yaşta göründüklerini keşfeder.
Film, 1930’lu yılların Hollywood’u etrafında gelişiyor. ‘Yurttaş Kane (Citizen Kane)’ filminin yazım sürecine odaklanan ve yapımın Oscar ödüllü senaristi Herman J. Mankiewicz’in hayatına şahitlik edilirken 1930’ların Hollywood’u, Orson Welles için filmin senaryosunu bitirmeye çalışan hiciv ustası ve alkolik Mankiewicz’in gözünden yeniden değerlendirilecektir.
Marty, yazmakta olduğu Yedi Psikopat isimli kitabını bitirmek isteyen bir yazardır. Billy, Marty için akla gelebilecek her şeyi yapabilecek yakın bir arkadaştır. Billy ve Hans’ın çaldığı köpeğin sahibi, psikopat bir katil olan Charlie ise, ne yapacağı tahmin edilemeyen saldırgan özellikleri olan bir adamdır. Marty, yazmakta olduğu kitabını bitirebilmek için yaşanan bu olaylardan gerekli ilhamı alacaktır. Fakat kariyeri için gerekli ilhamı alıp, hayatta kalabilecek midir?
Joe Gillis (William Holden) genç bir senaristtir. Film, Gills’in bir havuzda kanlar içinde yatarken görüntüsü ile başlar ve daha sonra altı ay öncesine gideriz. Senaryolarını satamayan ve parasız kalan Joe’nun başı eski borçlarıyla derttedir. Alacaklılardan kaçar ve Sunset Bulvarı’ndaki bir eve sığınarak saklanır. Buradaki ev sahibi ise, sessiz filmler döneminde ün yapmış aktrislerden Norma Desmond’dır (Gloria Swanson). Eski ününü hemen geri kazanabileceğini düşünen Norma, kendi yazdığı bir senaryoyla sinema dünyasına dönmeyi amaçlamaktadır. Joe kendisine senaryo yazımı konusunda yardım edebileceğini söyler ve böylelikle Norma onun bu evde yaşamasına izin verir.
1940'lı yıllarda New York'lu sosyalist bir oyun yazarı olan Barton Fink, Los Angeles'a gelip bir film senaryosu yazma ihtimali belirdiğinde durumu kabul etmek zorunda kalır. Bir otele yerleşir ve burada film stüdyosunun başkanı Jack Lipnick'le tanışır. Lipnick'ten, yazacağı senaryonun kaba saba bir B filmi için olduğunu öğrenir. Daktilosunda sadece tek bir cümle yazmayı becerse de, içinde bulunmaya hiç alışık olmadığı durum sebebiyle bir türlü ilham gelmez ve tıkanır.Oteldeki kapı komşusu Charlie Meadows, geveze bir pazarlamacı ve tam bir orta sınıf insanıdır. Fink'in hayatına giren diğer insanlar da (ünlü bir senarist olan Mayhew ve onun kız arkadaşı Audrey gibi) genç entellektüel yazara ilham gelmesine ve senaryoda ilerlemesine yardımcı olamazlar. Stres doruğa çıktığında Fink kendisini doğaüstü tabloları andıran bir cehennemin içinde bulur.
Fred ve Mick iki eski arkadaştır. Ömürlerinde pek çok kez yaptıkları gibi Alplerin kalbinde yer alan bir kaplıca/dinlenme otelinde biraraya gelmişlerdir. Fred artık emekli olmuş bir besteci, Mick ise halihazırda son filmini projelendirmeye çalışan bir yönetmendir. İkili, toplumun karmaşasından uzaklaşmak için adeta "sığındıkları" bu konforlu otelde hem kendi çocukları hem de yeni jenerasyonun eğilimlerine dair bakış açılarını tazelerler. Özellikle Mick, bu otelde tanıdığı yeni insanları, yeni filminin öyküsüne taşımayı hedeflemektedir. Mick üretirken, birileri de Fred'in yeniden müzik kariyerine dönüş yapmasını beklemektedir.
Sonbaharda evlenecek olan Amerikalı bir nişanlı çift olan Gil (Owen Wilson) ve Inez (Rachel McAdams), Inez'in babasının iş gereği Paris'e gelmesini fırsat bilerek küçük bir tatil için bu gözde Avrupa şehrinin yolunu tutarlar. Başta her şey eğlence dolu bir Avrupa kentini gezmekten ibaretken, özellikle damat adayın Gil'in Paris caddelerinde gece yarısı yaşadığı gerçekdışı maceralar sadece onun değil tüm ailenin hayatını değiştirecektir. Zira bu genç adam, Paris’e büyük bir aşk beslemeye başlar ve edebiyatçı kimliği de edebiyata olan tutkusu da pekişir.
Aşk acısı çeken genç bir adam hayır gecesinde bir kadınla tanışırken bu kadının kendisinden hoşlanmayan bir adamla nişanlı olduğunu öğrenir. Çevresinin de verdiği cesaretle bu kadının kalbini çalmak için çaba gösterecektir.
Alkol sorunları yüzünden herşeyini kaybetmiş olan Hollywood senaristi Ben Sanderson ölümüne içmek için Las Vegas'a gelir. Burada tesadüfen tanışacağı hayat kadını Sera ile aşka dönüşen ilişkisi ise artık hayata farklı bir açıdan bakmasına sebep olacaktır.
A middle-aged filmmaker on the verge of a breakthrough. Two kids in search of a lost backpack. A small dog a long way from home.
Paul Javal isimli bir senarist Fritz Langin yeni filmi için bir senaryo yazması için işe alınır. Maddi sıkıntılar nedeniyle hayatını düzene oturtmakta zorlanan Paul, genç ve güzel karısı Camilee'i çok sevmektedir. Homeros'un Odysseia eserinden uyarlanacak olan filmin senaryosu için aldığı sipariş bir süre sonra Paul'ün hayatını allak bullak eder ve karısı ile olan mutluluğu da bozulmaya başlar. Üstelik bunda en büyük sorumluluk da filmin yapımcısındadır. Filmde Alman sinemasının büyük ismi Fritz Lang kendisini canlandırmaktadır. Camille Javal, ismi ise Bardotun gerçek adıdır. Godard'ın seyircilerle en fazla yakınlık kuran filmlerinden biri de denilebilir. Filmdeki senarist, bir zaman sonra kendi yazdığı filmin başkahramanına dönüşürken Godard sinema dili üzerine yine özgün fikirler vermektedir.
Film yapımcısı Griffin Mill (Tim Robbins), hergün yüzlerce senaryoyu red etmektedir. fakat bir gün bir senaryo yazarından ölüm tehditleri almaya başlar. Senaryo yazarının kimliğini ortaya çıkarmaya çalışan Mill, üstüste yaptığı hatalarla rakibinin eline onun şantaj için kullanabileceği malzemeler verir. Hollywood'un kirli çamaşırlarını ortaya döken bir kara komedi.
Bros, bağlanma sorunları olan iki eşcinsel erkeğin hikayesini konu ediyor. Onların hayatı birbirlerinden etkilenip, ilişki yaşamaya başlamalarıyla birlikte bambaşka bir hal alır.
Trumbo Jay Roach tarafından yönetilen ve John McNamara tarafından yazılan biyografik drama filmi. Yetenekli senaryo yazarı Dalton Trumbo'nun hayat hikayesinden kesitler taşıyan filmde; 1940 döneminde başlatılan cadı avı ve bu sebeple Hollywood'daki pek çok yıldız ismin başlarının belaya girmesi perdeye taşınmış. Kara listede tepelerde yer alan Trumbo ve arkadaşlarının öyküsü, bir dönem Amerika'da yaşanan cadı avının boyutlarının Hollywood'a kadar uzandığını gösteriyor.
A cashier poses as a writer for blacklisted talents to submit their work through, but the injustice around him pushes him to take a stand.
Saldırgan mizaçlı senaryo yazarı Dix Steele (Bogart), bir cinayetten sorumlu tutulur ama yan komşusu Laurel Gray (Grahame), suç işlendiği sırada onun orada bulunmadığına dair tanıklık eder. Bu durum ikisi arasında tutkulu bir ilişkinin başlamasına yol açar; ne var ki Laurel, Dix’in vahşi yanıyla karşılaşınca çok korkar ve cinayeti gerçekten onun işleyip işlemediği noktasında şüpheye düşer. Bogart, yıllar boyunca romantik sert adamları canlandırdıktan sonra, bu filmde kendi beyazperde kişiliğinin daha derinlerine iner ve Sam Spade’e ya da Rick Blaine’e yakışmayacak bir nevrotik keskinlik sergiler. Gerek hak edenlere gerekse etmemiş olanlara tekme tokat saldırdığı öfke nöbetlerinde fazlasıyla korkutucu hale gelir.
A comedy about a screenwriter (Wuhl) whose old movie script is read by a producer (Landau) and the search for financial backers begins. But it seems that each money source (Aiello, DeNiro, Wallach) has his own mistress that he wants put into the film. Gradually, the screenwriter is forced to make changes to his script to accommodate these backers until he finally sees no semblance of his original ideas in the writing.
Fransız Xavier'in, İspanyolca öğrenmek için AB bursuyla Barselona’ya gidip, Avrupa’nın altı farklı ülkesinden gelen insanlarla kaynaştıktan sonra Paris'teki sevgilisinin yanına dönmesinin ardından 5 yıl geçmiştir. Artık hayalini kurduğu gibi bir yazar olmayı başardıysa da, kendini bir kez daha kaybolmuş hissetmektedir. Hem maddi hem de romantik cephede yaşadığı sıkıntılar onu önce Londra'ya, ardından Saint Petersbourg'a sürükler. Bu yolculuk, ona yıllar sonra bir kez daha işi, hayatı ve aşkı yeniden keşfetme imkanı tanıyacaktır.
Zor durumda kalan senarist Steven'a hiç beklemediği birisinden yardım gelecektir ve Steven'ın hayatı tamamıyla değişecektir. Güzel aktris Sharon Stone'a Altın Küre adaylığı getiren bu eğlenceli yapımın yönetmenliğini Albert Brooks üstlenirken aynı zamanda Brooks'u başrolde de görüyoruz.
1982'de Crippen Lisesi bir dizi vahşi cinayete sahne olur. Katil asla yakalanmaz. Şimdi, talihsiz bir başrol oyuncusu (George Clooney), iddialı yönetmen (Scott Jacoby), şehvet düşkünü bir yapımcı (Alex Rocco) ve çok sayıda genç kadın oyuncudan oluşan düşük bütçeli bir film ekibi, hikayeyi çekmek için Crippen Lisesi'ne geri döner. Ancak prodüksiyon üyeleri tek tek takip edilip katledilir. Katil geri dönmüştür. Katliamdan kim kurtulacak? Ve kariyerlerinden geriye ne kalacak?