Kendisi çok başarılı bir güreşçi olan baba Fritz Von Erich, oğullarını da 1 numaraya taşımak için despot bir biçimde, zalimce yöntemler uygulamaktadır. Şampiyon kardeşler sporda zirveye doğru tırmanırken, tüm aile çalkantılı olaylara, büyük güçlüklere göğüs germek zorunda kalır.
Dr. Malcolm Sayer, insan ilişkileri çok zayıf olan ve hayatı boyunca laboratuvarlarda bilimsel araştırmalar yapan bir doktordur. Personel yetersizliği yaşayan bir hastane, başka başvuru olmadığı için Sayer'ı işe almak zorunda kalır. Dr. Sayer, çok uzun yıllardır katatonik olan hastaları tedavi etmek için deneysel bir ilacı Leonard Lowe üzerinde test eder. Bu sayede 30 yıllık komadan uyanan adam, yetişkin olarak yeni yaşamına alışmaya çalışır.
Bir üniversitede hocalık yapan biyolog Lena’nın (Natalie Portman) asker eşi Kane (Oscar Isaac), bir görev için “Area X” adlı bir bölgeye gider ve bir yıl sonra geri döner. Ancak döndüğünde tamamen bitik durumdadır ve komaya girer. Lena, eşini bu hale getiren şeyin ne olduğunu merak eder ve “Area X”te araştırma yapmak amacıyla gidecek, tamamı kadınlardan oluşan bir keşif ekibine gönüllü olarak katılır. Bir biyolog, bir psikolog, bir acil tıp teknisyeni, bir jeomorfolog ve bir fizikçiden oluşan bu keşif ekibi, doğanın kanunlarının geçersiz olduğu tamamen mutasyona uğramış bir bölgeye adım atacaklardır ve onları nelerin beklediği belli değildir.
Jack Reacher paralı bir askerdir ve suçluları bulmakta oldukça başarılıdır. Bir gün, tanıdığı bir adam beş kişiyi öldürmekten tutuklanır ve Jack'ten kendisine yardım edip gerçek suçluları bulmasını ister. Böylelikle gerçeği bulmak için Jack Reacher'ı, şiddet konusunda yetenekli ve saklayacak bir sırrı olan beklenmedik bir düşmanla karşı karşıya getiren sıra dışı bir kovalamaca başlar.
Gelin, zamanında kadın suikastçılardan oluşan bir grubunun parçasıdır. Bill ve öteki suikastçılar ona karşı birleşince konumunu bırakmıştır. Düğünü sırasında saldırıya uğrar. Kilisedeki herkes öldürülür. O da karnındaki bebeğini düşürür ama hayatta kalmayı başarır. 5 yıl boyunca komada kalan Gelin, bir mucize eseri hayata geri döner. Artık tek amacı vardır: Ona pusu kuran Bill ve adamlarını teker, teker öldürmek.
Dr. Martin Harris, Berlin gezisi sırasında bir trafik kazası geçirir ve komaya girer. Komadan çıktığında ise, karısının bile onu tanımadığını görür. Dr. Harris, bir başka kişinin kendi kimliğini çaldığını ve yerine geçtiğini görünce daha da büyük bir şoka uğrar. Kaza öncesinde tanıdığı herkes, artık onun Harris olduğuna inanmamaktadır.Kendi kimliğini ispatlama mücadelesinde yalnızdır, yorgundur ve umutsuzdur. Bilmediği sebeplerden ötürü Gina adlı genç bir kadın ona yardım etmeye başlar...
Otuz yedi yaşında bir kadın, yirmi yıllık bir komadan uyanır ve bir zamanlar popüler bir amigo kız olduğu liseye geri döner ve son sınıfını bitirip balo kraliçesi olur.
Genç bir anne olan Riley (Jennifer Garner), kocası ve kızının vahşice öldürülmesiyle sonuçlanan bir saldırıda yaralanmış ve komaya girmiştir. Kendisine geldikten sonra adaletin sağlanması için çabalayan Riley, sistemin ailesinin katillerini koruduğunu fark eder. Sistemdeki bu yozlaşma Riley'nin örnek bir vatandaştan bir şehir gerillasına dönüşmesine neden olur. Bunca zaman çektiği acıdan güç alan ve hayal kırıklığını kişisel motivasyon kaynağına çeviren Riley, durdurulamaz bir güç haline gelmek için yıllarını zihnini, bedenini ve ruhunu eğiterek geçirir. Riley şimdi kendi adaletini sağlamak için yeraltı dünyasından, polisten ve FBI'dan bir adım önde olmalıdır.
Yeni evlenmiş birbirine aşık bir çift olan Paige ve Leo bir gece arabada evlerine dönerlerken, bir trafik kazası geçirirler. İkisi de sağ kurtulur fakat Paige 5 sene boyunca komada kalır. Her gün sevgili karısının uyanmasını bekleyen Leo, Paige komadan çıktığında ciddi bir şok yaşar. Zira Paige, ağır bir hafıza kaybına uğramıştır ve kazadan önceki hayatına dair çok az şey hatırlamaktadır. Leo şimdi her şeye yeniden başlayarak Paige'in sevgisini yeniden kazanmaya, bütün hatıralarını beraber yaşadıkları anları geri getirmeye çalışacaktır...
Elizabeth Masterson, San Francisco’da mesleğine kendini adamış bir doktordur ve işinden başka hiçbir şeye vakit bulamaz. İki çocuk sahibi kız kardeşi ile buluşmaya gelirken Elizabeth bir araba kazası geçirir ve komaya girer. Bu sırada eşini yeni kaybetmiş olan David Abbot adındaki bir mimar San Francisco’ya taşınır ve Elizabeth’in dairesini kiralar. O evde yaşarken Elizabeth’in ruhu onu takip etmeye başlar. Genç kadının komadaki bedeni hastanede kalırken ruhu firar etmiştir. Elizabeth kim olduğunu dahil hiçbir şeyi hatırlamamaktadır. Tek emin olduğu, o dairenin kendisine ait olduğudur. Tartışmaya bir son verebilmek için David, onun gerçekte kim olduğunu bulmaya çalışır. Bu işi birlikte yapmaya başladıklarında ise aralarında duygusal şeyler gelişmeye başlar. Aşka düştüklerinde, Elizabeth’in kim olduğunu bulmaları ile aslında kaderin onları bilerek bir araya getirdiğini anlarlar. Dahası Elizabeth halen komadadır.
Apollo Creed'e karşı son dakika kararı ile kaybetmiş olsa da Rocky artık adını duyurmuş ve iyi bir yaşama kavuşmuştur. Adrian ile evlenen Rocky boksu bırakmış ve maçtan kazandığı parayı harcamaya başlamıştır. Ancak bir dizi düşük ücretli işte başarısız olduktan sonra, Rocky düzgün bir hayat yaşayabilmesinin tek yolunun tekrar boksa başlamak olduğunu fark eder. Öte yandan Creed, dövüşü kazanmış olsa da taraftarların büyük eleştirileri ile boğuşmaktadır. Creed bu eleştirileri bertaraf etmek için Rocky’e rövanş maçı teklif eder.
Usta yönetmen Aki Kaurismäki'nin Cannes'da herkesin yüreğini ısıtan son filmi, dünyanın halini dert edinen tatlı ve hüzünlü bir romantik komedi. İki yabancı Helsinki'de bir gece tesadüfen karşılaşır. Hayatlarının ilk, tek ve son aşkının arayışındadır ikisi de. Ne var ki adamın alkolik oluşu, kaybedilen telefon numaraları, birbirlerinin adlarını bilmemeleri ve hayatın genelde mutluluk arayanların yoluna taş koyması gibi nedenlerle işler yolunda gitmez. Trajediyle komediyi şahane bir ustalıkla dengeleyen Sararmış Yapraklar Kaurismäki'ye has sessiz kopukluklar, Nordik mizah, melankoli ve şarkılarla dolu. Sararmış Yapraklar Finlandiya'nın Oscar adayı oldu.
Johnny Smith bir araba kazası ile girdiği komadan tam beş yıl sonra çıkar. Uykuda olduğu dönemde dünya şüphesiz çok değişmiştir. Fakat kısa sürede kendisinde de bazı önemli değişiklikler olduğunu fark eder. Smith bazı olayların ardından medyumluk özellikleri gösterdiğini fark eder. Bu yeni özelliğini bir cinayet davası için kullanmaya başlayınca da ürkütücü deneyimler yaşamaya başlar.
A sweet-natured Temp Agency operator and amateur Presidential look-alike is recruited by the Secret Service to become a temporary stand-in for the President of the United States.
After the indomitable and beloved founder of a scrappy theater camp in upstate New York falls into a coma, the eccentric staff must band together with her clueless "crypto-bro" son to keep the thespian paradise afloat.
Bir annenin tereddütsüz adanmışlığının olağanüstü gerçek hikayesini anlatan Breakthrough, inanç ve sevginin bir umut dağını ve hatta bir mucizeyi bile yaratabildiğine dair bir hatırlatma.
Bir sabah ailesiyle yolculuğa çıkan Mia'nın hayatı bir anda altüst olur. kendini, kaza geçirdikleri arabanın enkazından yaralı bedeninin çıkarılışını izlerken bulan genç kız, parçaları yavaş yavaş birleştirince neler kaybettiğinin ve geride bıraktıklarının farkına varacaktır. Hayat ve ölüm, mutlu bir geçmiş ve bilinmezliklerle dolu bir gelecek arasındaki ince çizgide yürüyen Mia, bir günde hayatının en önemli seçimini yapmak zorunda kalacaktır.
Kore doğumlu bir adam kendisini, mimar babasının komada bulunduğu Indiana’daki Columbus’ta sıkışıp kalmış şekilde bulur. Adam, kendi hayallerini sürdürmek yerine, iyileşmekte olan bir bağımlı annesiyle Columbus’ta kalmak isteyen genç bir kadınla tanışır.
Gizemli bir kaza geçiren genç bir mimar, kendisini garip bir dünyanın içinde bulur. Komada olan insanların anılarına dayanan dünyanın içinde bulunan adam, hayatın kurtarmak için dünyanın kurallarını öğrenmek zorundadır. Hayatı için zorlu bir savaşın içinde olan adam, gerçek dünyaya çıkış yolunu bulmaya çalışırken hayatının aşkı ile tanışma fırsatı yakalar.
Lucy bekar bir kadındır. Güzel görünümlü Peter ile her sabah metroda göz göze gelmektedir ve ona hayranlığını beslemektedir. Bir gün Peter raylara düşer. Lucy onu kurtarmak için devreye girer. Peter komaya girmiştir ve yanındaki tek kişi Lucy'dir. Peter'ı ziyaret eden ailesi Lucy ile tanışırlar ve Lucy onlara Peter'ın nişanlısı olduğunu söyler. Bir gün Peter'ın kardeşi olan Jack çıkageldiğinde asıl problem baş gösterir. Lucy ve Jack birbirlerine karşı koyulmaz bir biçimde aşık olmuşlardır.