40 film

John Forbes Nash kazandığı bir bursla Princeton Üniversitesi'nde öğrenim görmeye başlar. Bu süreçte parlak zekasını her daim hissettiren ancak çevresindekilerle uyum sorunu yaşayan dahi Nash, inanılmaz bir teoriyi ortaya sürüp kanıtlama aşamasına kadar gelir. Böylece matematik çevrelerince ününü yayan dahi adam zamanla şizofreni belirtileriyle mücadele etmeye başlar. Nash artık kendi kurgusal gerçekliklerinden oluşturduğu dünyasıyla asıl gerçekleri ayırt edemeyecek bir aşamaya gelir.

a 8, 2002

Detroit sakinleri için, şehrin sınırını simgeleyen 8 mil, aynı zamanda hayatları için de bir limittir. Bu ayrıca Jimmy Smith Jr. (Eminem) için psikolojik bir engeli simgelemektedir... Nerede olmak ve kim olmak istediğiyle ilgili bir engeli. Umutsuzca müzik dünyasına girmek isteyen Jimmy, amacına ulaşmak için öfkesini, korkularını ve düş kırıklıklarını dışa vurmayı ve kendi avantajına çevirmeyi öğrenecektir.

50'lerin Welton Akademisi, ciddi, disiplinli ve akademik çevrelerde saygınlığı yüksek olan bir okuldur. Okul yönetiminin muhafazakar ve ortodoks tavırları okulu öğrenciler için sıkıcı ve bunaltıcı bir hale getirmektedir. Fakat yeni ingilizce öğretmeni John Keating'in okula atanmasıyla çok şey değişecektir.Keating öğrencilerine ders kitaplarını yırtıp atmalarını, kalıplaşmış düşünce şekillerinden uzaklaşmalarını ve hayatlarını dolu dolu yaşamalarını öğütlemesiyle okulun statükocu tavrına son derece zıt bir profil çizmektedir. Öğrencilerini şiir ve nitelikli edebi yapıtlarla tanıştıran Keating onların pek çoğu üzerinde derin bir etki yaratır ve onların geleceğe dair hayallerinin şekillenmesini sağlar. Elbette Keating’in yaklaşımının okul yönetimi tarafından farkedilmesi ve üstüne gidilmesi uzun sürmeyecektir. Fakat okul müdürü Nolan Keating’i okuldan uzaklaştırma kararı aldığında hayatlarını değiştirdiği öğrencileri Keating’i savunmak için harekete geçerler.

n 28, 1994

Ed Wood, kimilerine göre dünyanın en kötü yönetmeni, kimilerine göre de, filmleri son derece keyifli, nev-i şahsına münhasır kült bir yönetmen. Tim Burton, ikinci grupta yer alan bir yönetmen olarak daima ilhamları arasında tuttuğu Wood'un filmcilik serüveni üzerine bu filmi gerçekleştirdi. Yapımda, Ed Wood'un ayrıntılı yaşam hikayesinden çok, en çok bilinen yapımlarını çektiği dönem ve film yapma konusundaki hırsı konu ediliyor. Hem Ed Wood'u tanımak hem de Burton'ın başyapıtını görmek için kaçırılmamasında fayda var. İzledikten sonra sizde yazının başındaki sorunun cevabını bulacak ve muhtemelen ilk seçeneği eleyeceksiniz! * Tim Burton ve Johnny Depp işbirliğinden çıkan 8 film içinde en gerçekçi yapım bu olsa gerek

Bir ithal araba satıcısı olan Charlie, başkalarının düşüncelerine saygı duymayan bencil ve fırlama bir şehir çocuğudur. Babasının öldüğünü haber alan Charlie, cenazesine gittiğinde, babasının 49 model bir Buick Roadmaster hariç tüm mirasını bir vakfa bıraktığını öğrenir. Kendi hakkı olduğunu düşündüğü bu paradan bir pay alabilmek için bu vakfı ziyaret eden Charlie, buranın özürlülerle ilgilenen bir kurum olduğunu öğrenir.

Oscar ödüllü oyuncu ve yönetmen Robert Redford'un yaşanmış bir öyküden yola çıkarak çektiği bu film, babalar ve oğullarını konu alır. Sevginin varolduğu ama duyguların açığa vurulmadığı bir ailede yetişen iki erkek kardeş, Norman ve Paul, kendilerine farklı yollar çizme çabasındadırlar. Kuralcı bir din adamı olan babalarıyla çıktıkları balık avları onları doğaya yakınlaştırsa da birbirlerini tam olarak anlamalarına yardımcı olamaz. Sonunda iki genç babalarına baş kaldırır; Norman eğitimine evden uzakta bir üniversitede devam eder, Paul ise Montana'da kalır ancak içki ve kumar dolu yıkıcı bir yaşam sürer. Aradan geçen yıllar aile bağlarını zayıflatsa da, onların hikâyesindeki ipuçları hala balık avlama sanatının gizeminde yatar. Montana'da büyüleyici manzaralar eşliğinde anlatılan bu şiirsel öykü, hayatın ritmini yakalıyor. Yönetmen Redford, kendi duygularının derinliğini yansıtamayan insanların hislerini bu filmde başarıyla aktarıyor.

Craig yolun sonundadır. Yetenekli bir sokak kuklacısı olmasına rağmen, para kazanamamaktadır. Bir evcil hayvan dükkanında çalışıp işini özel hayatına taşıyan karısı Lotte ile Craig arasındaki ilişki de pek iç açıcı değildir.Acil ihtiyaçtan dolayı bir firmada dosyalama memuru olarak işe başlayan Craig, burada Maxine adlı bir kadına gönül koyar. Maxine'in pek te ciddiye almadığı Craig odasında çalışırken dolabın arkasına düşen bir dosyayı almak için dolabı çektiğinde küçük bir gizli kapıyla karşılaşır. Merakla kapıdan içeri giren Craig, John Malkovich olur.

Alkol sorunları yüzünden herşeyini kaybetmiş olan Hollywood senaristi Ben Sanderson ölümüne içmek için Las Vegas'a gelir. Burada tesadüfen tanışacağı hayat kadını Sera ile aşka dönüşen ilişkisi ise artık hayata farklı bir açıdan bakmasına sebep olacaktır.

Bayan Daisy (Jessica Tandy), iyi bir yaşamı olsa da kendisini hiçbir zaman zengin görmeyen ve fakir olduğu günleri unutmayan kendi halinde, eski öğretmen olan yaşlı bir kadındır. Daisy, araba kullanma konusunda sürekli sorunlar yaşamaktadır. Bu sebeple, oğlu Boolie (Dan Aykroyd), ona bir şoför tutmaya karar verir ve çalıştığı yerde iyi bir iş çıkaran Hoke Colburn'ü (Morgan Freeman) annesinin şoförü olarak işe alır. Ancak Bayan Daisy, bir şoföre ihtiyacı olmadığını düşünmekte ve Hoke'u her seferinde azarlamaktadır. Oysa farklı kişiliklere sahip bu iki insanın aslında birçok ortak yönü vardır. Çıktıkları hayat yolculuğunda, ömür boyu sürecek bir dostluk kuracaklardır.

10 yaşındaki oğlu Gene ile bir karavanda yaşayan Çek göçmeni Selma Jezkova kalıtsal bir hastalık yüzünden kör olmak üzeredir. Bu hastalığını oğlunu da etkileyeceğini bilen Selma, çelik fabrikasında canla başla çalışarak biriktirdiği parayla oğlunu ameliyat ettirme arzusu içerisindedir. Ama gelişen olaylar Selma'yı işin içinden çıkamaz hale getirir...

" 24, 1963

Guido Anselmi son filminin hazırlıkları ile uğraşan bir yönetmendir. Herkes onun eski işlerine bakmakta ve ondan büyük bir iş beklemektedir. Çevresindekilerden bir huzur bulamayan Guido yeni filmi için parlak bir fikir de bulamamaktadır. Tüm bunlar yetmezmiş gibi hayatındaki kadınlar da ona rahat vermez. Guido giderek boğulduğunu hissetmektedir.

Film dünyasının en etkileyici rollerinden birisinde James Dean'i, şehre yeni gelen, yalnızlık, bunalmışlık ve kızgınlığının içerisinde kendisiyle ve toplumla savaşan, İkinci Dünya Savaşı sonrası kuşağına ait efsanevi Jim rolünde buluyoruz. Bu başyapıtta ona eşlik eden Natalie Wood (kız arkadaşı) ve Sal Mineo (en yakın arkadaşı), başarılı performanslarıyla Akademi Ödülü'ne aday olmuşlardı. 40 yıldır ayakta duran bu dev yapıt, tam bir efsane.

Sokaklarda yaşayan iki arkadaşı yol hikayesi. Sık sık uyku atakları yaşayan Mike, rüyalarında kendini hiçbir yere gitmeyen yollarda, kaybettiği annesinin peşinde görür. En yakın arkadaşı Scott ise varlıklı bir ailesi olmasına rağmen ailesini zor durumda bırakmak için sokaklardaki yaşamı seçmiştir. İki genç, uyuşturucu bağımlıları, hırsızlar ve satıcılarla dolu bir dünyada kendilerini bulmaya çalışırlar. Motosikletle Pasifik kıyılarından başladıkları bu arayış yolculuğu onları Roma'ya dek götürecektir

Muriel, Avustralya'nın Porpoise Spit şehrindeki hayatını sıkıcı bulmaktadır ve gününü odasında Abba dinleyerek ve evleneceği günü hayal ederek geçirmektedir. Ancak Muriel daha önce hiç kimseyle beraber olmamıştır. Bir süre sonra biraz para çalıp tropik bir tatile gider, garip biri ile tanışır, adını Mariel olarak değiştirir ve dünyasını alt üst eder.

Sinemada travesti rollerini erkeklerin oynayagelmesi tabusunu yıkan Felicity Huffman’ın muhteşem performansıyla öne çıkan Transamerika; farklı bir baba/anne oğul ilişkisi anlatıyor. Muhafazakâr transseksüel Bree, ameliyatına birkaç gün kala bir oğlu olduğunu öğrenir. Doktorunun zorlamasıyla tuhaf bir yolculuğa çıkar ve oğluyla zaman geçirdikçe görüş ve düşüncelerinde köklü değişiklikler meydana gelir. Yer yer keyifli ama daha çok duygusal deneyimler yaşatan yolculukları, farklı kutuplar arasındaki uzlaşmaya dair başarılı gözlemler içeriyor.Transamerika; başta Amerika olmak üzere tüm gelişmiş ülkeleri keskin bir dille eleştiren, biraz da seyirciye oynayan bir film. Transamerika; Heidegger’in ideolojiler varlığınızın kuralları olmasın sözünü anımsatan benzersiz bir yol hikayesi. Bir keşfin, bir buluşun, bir tercihin değer yargılarını allak bullak etmesi üzerine bir film. Bol ödüllü bir komedi filmi olmaktan çok, ciddi konulara parmak basan alaycı bir manifesto…

"Bir Zamanlar Savaşçıydılar," bir kadının ailesini bir arada tutmak için geleneklerine dönüşünü anlatıyor. Beth, beş çocuğu ve kocasıyla Yeni Zelanda'da bir gecekonduda yaşayan Maori kökenli, fakir bir kadındır. 18 Yıl önce Maori ailesinin evlenmesini istemediği kocası iyice içkiye bulaşmış, Beth'e kötü davranan, O'nu döven bir adamdır. Beş çocuklarından biri bir çeteye katılmış, diğeri ise bir sosyal yardım kurumu tarafından götürülmüştür. Beth tüm sorunlarına rağmen aileyi bir arada tutmaya çabalarken tek yardımcısı hayatla ilgili umutlarına dört elle sarılan kızı Grace'dir. Yazar olmak isteyen Grace'in başına gelenler ailenin kaderini değiştirir ve Beth'in, geleneklerinde yatan gücü keşfetmeye zorlar...

1962 yılında hem Cannes hem de Venedik Film Festivallerinden ödülle dönen, aynı yıl George Meliee ödülünün de sahibi olan Beşten Yediye Cleo, Vardanın yönetmenlik adına ilk başarısı. Kanser olduğu gerçeğiyle yüzleşen genç ve güzel bir Fransız pop şarkıcısı Cleonun öyküsü. Kendince geri dönüşleriyle hayatını irdelediği doksan dakikayı Cleoyla birlikte yaşıyoruz.

Aynı zamanda Cleonun hayata dair sorularıyla da karşı karşıya kalıyoruz: Böyle bir zamanda ne yapılabilir?, Nasıl yapılır? Cleo, bu soruların cevaplarını ve kişisel ilişkilerini sorguluyor. Bu soruların cevaplarını hem bugünde, yaşadığı hayatta hem de yeni tanıdığı insanlarda arıyor. Kanser psikozunun, korkusunun çevrelediği filmde zaman ilerledikçe değişik insan yüzlerinin geçtiği Paris sokaklarına, içeriğini kaybetmiş hareketsiz ve durgun bir zamana dönüyoruz...

Serseri ruhlu Joe, 1950'lerin İskoçya'sında, Glaskow ile Edinburgh arasında çalışan mavnalardan birinde iş bulur. Mavnanın sahibi Les ile arkadaş olur ve birlikte vakit geçirmeye başlarlar. Bu arada Les'in karısı Ella'yı baştan çıkarmaktan da kendini alamaz.Joe ve Les'in, bir akşam üzeri suda rastladıkları genç bir kadın cesedi üzerine polis soruşturma açar. Joe'nun Cathie isimli bu kadınla bir geçmişi olduğu anlaşıldığında, Ella ile ilişkisi de tutkulu bir hal almaya başlamıştır.İskoçya'nın Beat edebiyatının en kayda değer ismi, şüphesiz, Alexander Trocchidir. Ödüllü yönetmen David McKenzie'nin, yazarın kültleşmiş romanından yaptığı bu uyarlama, David Byrne'ın müzikleriyle süslenmiş. Ewan McGregor ile Tilda Swinton başrollerde.

Yıl 1968. Antoine Doinel serisinin arsız baş kahramanı, askerlik görevinden men edilmiştir. Bir gün ansızın özel bir dedektifin yardımcısı olarak kendine pozisyon bulan Doinel, türlü maceralar ve romantik ilişkiler içinde koşturur durur.

Lila, derisinin diğer kızlardan daha fazla kılla kaplanmaya başladığını fark edince, kendisini medeniyetten soyutlayıp bir orman köşesinde yaşamaya başlar. Fakat, bedensel arzuları fiziksel kompleksinin önüne çıkınca, insan içine çıkmasının daha hayırlı olacağına karar verir. İlk iletişim kuracağı erkek, tüm gününü laboratuvarda çalışarak geçiren Nathan isimli bilim adamı olur. Farklı kompleksler sonucu benzer bir münzeviliği paylaşmaya başlayan çift, maymunlar tarafından yetiştirilmiş ilkel Puff'u keşfederler. Adamın uygar dünyaya getirilmesinin ardından ise deneyler başlayacaktır. İçgüdülerin bastırılması ve eğitilmesi gerektiği konusunda verecekleri eğitim, kendi dürtülerinin de bilinmeyen yönlerini keşfetmelerine vesile olacaktır. Senaryosu Charlie Kaufman tarafından yazılan 2001 tarihli yapım, video klip dünyasının çılgın Fransızı Michel Gondry tarafından çekildi. Uygarlık, kültür, vahşi yaşam ve insan doğası üzerine felsefi bir komedi. Kaufman varsa, biz de varız!

Bir filmi veya diziyi bulamıyor musun? Eklemek için oturum aç.

Küresel

s arama çubuğuna odaklan
p profil menüsünü aç
esc açık bir pencereyi kapat
? klavye kısayol penceresini aç

Medya sayfalarında

b geri git (veya uygulanabilirse ana ekrana)
e sayfayı düzenlemeye git

TV sezonu sayfalarında

(sağa ok) sonraki sezona git
(sol ok) önceki sezona git

TV bölüm sayfalarında

(sağa ok) sonraki bölüme git
(sol ok) önceki bölüme git

Tüm görüntü sayfalarında

a resim ekle penceresini aç

Tüm düzenleme sayfalarında

t çeviri seçiciyi aç
ctrl+ s formu gönder

Tartışma sayfalarında

n yeni tartışma oluştur
w izleme durumunu değiştir
p umumi/hususi değiştir
c kapalı/açık değiştir
a etkinliği aç
r tartışmayı yanıtla
l son yanıta git
ctrl+ enter mesajını gönder
(sağa ok) sonraki sayfa
(sol ok) önceki sayfa

Ayarlar

Bu öğeyi derecelendirmek veya bir listeye eklemek ister misiniz?

Giriş