Perulu genç bir ayı, teyzesi Lucy tarafından büyütülür ve teyzesinin emekli ayılar için kurulan bir evde yaşamaya başlaması nedeniyle kendisine yeni bir ev bulmaya karar verir. “İngiliz” olan her şeye karşı ilgi duyan sevimli ayıcık, kendisine bir yuva bulmak için bir geminin cankurtaran botuna binip soluğu Londra’da alır. Fakat Paddington İstasyonu'nda kaybolup tek başına kalınca, şehir hayatının hiç de beklediği gibi olmadığını anlayacaktır. Bu durum istaasyonda karşılaştığı Brown ailesinin ona evlerini açmasına kadar sürer. Son derece iyi niyetli bir aile olan Brownlar, ayıcığın boynunda yazan 'Lütfen bu ayıcıkla ilgilenin. Teşekkürler.' notuyla karşılaşıp kahramanımızı geçici olarak aileye kabul ederler. Hatta ona karşılaştıkları istasyon olan "Paddington" ismini koyarlar. Sevimli ayıcık tam şansının yaver gittiğini düşünürken kendisinin nadir bulunan bir ayı türü olduğunu düşünen bir hayvan doldurma sanatçısıyla karşılaşınca işler karışır.
Maceraya doymayan küçük meraklı dostumuz önce Sarı Şapkalı Adam'la tanışır ve onu büyük şehre kadar takip eder. Merakı hem onu hem de yeni arkadaşının başını dertten kurtaramayacaktır. Dünyanın bu en yaramaz maymunu şimdi ormanın dışında maceradan maceraya koşmaktadır.
Four schoolboys go on an awe-inspiring expedition back through time, where they behold landscapes and creatures that have long since vanished from the earth.
From the cabinets of curiosities created in Italy during the 16th century to the prestigious cultural institutions of today, a history of museums that analyzes the social and political changes that have taken place over the centuries.
In Brussels, Belgium, the Royal Museum of Central Africa is undertaking a radical renovation, both physical and ethical, to show with sincerity, crudeness and open-mindedness the reality of the atrocities perpetrated against the inhabitants of the Belgian colonies in Africa, still haunted and traumatized by the ghost of King Leopold II of Belgium, a racist and genocidal tyrant.