Busan'daki bir banka merkezinin Başkanı olan Sung Gyu, kızı Hye In'i üniversiteye giriş sınavına arabayla götürürken, gizli bir telefon araması gelir. Bir ses onlara, arabanın altında bomba olduğunu, eğer durur veya arabadan çıkarlarsa bombanın patlayacağını söyler.

Sok-woo, işinden başını kaşımaya fırsat bulamayan, kızını sürekli ihmal eden bir babadır. Doğum gününde kızının ısrarları üzerine, onu, eski eşinin yanına bırakmak için Seul’den kalkıp Busan’a gidecek olan trene gönülsüzce biner. Tren tam kalkmak üzereyken, sıra dışı bir virüsten etkilenen genç bir kadın, trendekilere virüsü yaymaya başlar. Virüsün bulaştığı herkes, teker teker zombiye dönüşür. Sebebi belirlenemeyen virüs, tüm ülkeye yayılırken, hızla Busan’a yol alan trende de Sok-woo, kızı ve daha birçok yolcu amansız bir hayatta kalma mücadelesine girişir.

Güney Kore’yi saran zombi istilasından Hong Kong’a kaçmayı başaran bir asker 4 yıl sonra Incheon şehrinde terk edilmiş yüklü miktarda parayı Hong Kong’a getirmek için yanındakilerle beraber Kore Yarımadası’na döner. Yarımadada onları bekleyen tek tehlikenin zombiler olmadığını anlamaları uzun sürmeyecektir.

Bir iş insanının cesedi, şehirden uzakta dağlık bir alanda bulunur. Dürüst bir polis olayı araştırmak için suç bölgesine gider. Eldeki verilere göre adamın ölümü doğal değildir. Bu durum üzerine polis, merhumun yakınlarıyla, özellikle de esas şüpheli olan karısı Seo-Rae ile görüşür. Bu süreçte ikisi arasında beklenmedik bir yakınlık oluşur

Haneundae, Kore yarımadasının güney doğusunda bulunan Busan şehrine bağlı, Doğu Denizi sahil şeridinin en uğrak noktalarından biri olmakla beraber, plajları her yıl 1 milyon ziyaretçiyi kendine çekmektedir. Haeundae'nin yerlisi olan Mansik, dört yıl önce açık denizde yaptıkları balık avı seferinde bir iş arkadaşını tsunamide kaybetmiştir. O günden beri bir daha denize açılmamıştır. Küçük bir deniz ürünleri restoranını işleterek basit bir hayat sürmekte ve uzun süredir çıktığı kız arkadaşı Yeon-hee'ye evlilik teklifi yapmaya hazırlanmaktadır.

Sanghyeon borçlarla boğuşurken Dongsu insanların anonim bir şekilde çocuklarını terk ettikleri bir tesiste çalışmaktadır. Yağmurlu bir günde terk edilen Woosung adında bir bebeği iyi bir fiyata satmak için çalarlar. Tüm bunlar olurken, dedektifler onları iş üstünde yakalamak için izlemektedir.

Jae-Hyeok annesi ve ailesiyle birlikte küçük bir kasaba da hayatlarını sürdürmekte. Kasaba insanları geçimini nükleer santralde çalışarak sağlıyor. Jae-Hyeok'ta bu nükleer santralde çalışmakta. İş yoğunluğu yüzünden bir türlü boş vakti olmuyor. İşçiler çalışma koşullarından rahatsız. Yetkililer çalışanlara fazla önem vermiyor. Santral de çalışan bir kaç kişi işten çıkarılır, tabi felaket kaçınılmazdır. Kasabada bir deprem meydana gelir ve santral bir anda alevler içinde kalır * çok başarılı bir felaket filmi. özellikle son dakikaları çok duygusaldı * belki aksiyon gibi görünebilir ama kesinlikle çok dokunaklı insanin içine işleyen duygu yüklü bir film 2 saat 15 dk nasıl geçti anlamıyorsunuz o kadar akıcı bir film ki. grip filminden daha iyi olduğunu söyleyebilirim

Kuzey Kore’de oldukça üst düzey bir mevkideki görevlinin oğlu olan Gwang-Il, dünyanın her yerinde çeşitli cinayetler işleyen bir seri katil olduğundan şüphenilmeye başlar. Seri katilin uluslararası işlediği bu cinayetleri önlemek için, Kuzey Kore, Güney Kore ve Interpol birlikte hareket ederek bu genç adamın peşine düşerler. Dedektif Chae Yi-Do sezgilerine dayanarak Kim Gwang-Il’in suçlu olduğunu düşünüyordur ama NIS ajanı Park Jae-Hyuk onu korur…

Choi Ik-hyeon gümrük memurluğu yapan sıradan bir vatandaştır.. Müdürü rüşvet aldığının ortaya çıkmaması için medyaya bir kurban verilmesi fikrini sunar.. En az çocuklu olan işten çıkarılacaktır.. Bu iş Choi Ik-hyeon' a patlar ve böylelikle çok uzaktan akrabası olan bir mafya babası ile tanışır.. Olaylar bundan sonra Mafya babası olan Hyeong-bae ile yardımlaşma ve büyüme ilişkilerine kadar ilerleyecektir.. Fakat yeni seçilen başbakan mafyaya savaş açmış ve işlerin iyice karışmasına sebep olmuştur..

A train ride brings two unlikely souls together as Bae, a committed partner of a serious 10-year relationship, sees her world turned upside down by the charming playboy Kim. Seated together on a business trip from Seoul to Busan, the two find themselves on an adventure to remember.

Kore Savaşı, 1950... Savaştan kaçan çocuk yaştaki Duk-soo (Hwang Jeong-min), ablasını kaybedince, onu arayan babasını da arkada bırakarak yoluna devam eder. Sonunda bir kente yerleşir ve babasının yerini almaya çalışarak, ailesinin geri kalanının geçimini sağlamak üzere türlü işlerde çalışmaya başlar. Yıllar ilerledikçe Almanya’da bulunan ve ciddi ölüm riski taşıyan kömür madenlerinde çalışmaya karar verir.

A young Korean man surpasses his difficult childhood by becoming a powerful prosecutor, but soon learns that real power comes at a price.

1970'lerde Güney Kore'nin Busan kentinde bulunan Lee Doo-Sam uyuşturucu kaçakçısı olarak çalışıyor. Bir savcı'da Lee Doo-Sam'i yok etmeye çalışmaktadır.

The mother of a missing child takes in a lost girl she finds in the woods, but soon begins to wonder if she is even human.

A former professional baseball player becomes entangled in loan-sharking and mob connections after a fixing scandal ejects him from his sport. When his girlfriend vanishes he is forced to confront his mentor and enter a deadly battle.

Kumarda doğuştan yetenekli genç Dae Gil, ilk aşkı Mi Na ile yollarını kesiştiren muhteşem bir çıkış yapar. Lakin sahtekarlar ve hilebaz iskambil oyuncularının dünyasında kurulmuş bir ihanet ve komplo ağı Dae Gil'i günah keçisi ilan ettiğinden kaçmak...

In the early 1980s, South Korea is torn by student protests over the lack of representation in the government. Song Woo-Seok is a successful attorney in Busan specializing in tax law. His views regarding civil liberties are changed by student activist Park Jin-woo. When Jin-Woo is brutally tortured and put on trial for his activism, Woo-seok decides to defend Jin-woo as his client.

Öğrencilerin yakalarını iliklemek zorunda olduğu ve pantolonlarının kırışıklıkları gidene kadar uğraştığı bir zamanda, bu dört kafadar (arkadaş) kendi özel biçimlendirilmiş üniformaları ile çalım atarlardı. Birlikteyken hiçbir şeyden korkmaksızın sokakları; başları havada, omuzları dik ve göğüsleri önde gezerlerdi.Joon-suk, tedbirli bir çete reisinin oğlu; Dong-su, bir mezarcının oğlu; Sang-taek, çalışkan bir öğrenci ve geveze Joong-ho. Bu arkadaş gurubu porno dergisinde ki çıplak kadınların hayallerini ve Bruce Lee'ye olan saygılarını paylaşırlar.

Büyüdükçe hayatları farklı birer yön alır ve yolları birbirine çelişkili bir şekilde birleşir. Joon-suk babasının suç çetesinde sağ kolu olur ve Dong-su ise rakip çeteye hizmet vermektedir. Sang-taek ve Joong-ho arkadaşlarının birbirlerine bıçak sallamalarını çaresizce izlemektedirler...

Joon-seok is sent to prison for his involvement in Dong-soo's death. He meets Dong-soo's son in prison, keeps his identity a secret, and agrees to join forces when he is released. All of their plans fall apart when Sung-hoon finds out the truth.

Bir grup teknisyen yakın zamanda büyük bir işe kalkışacaktır. Bu sıradan bir iş olmayacaktır. Aynı zamanda yasal olmayan ve aşırı derecede tehlikeli bir iştir. Ama artık bu durumdan sıkılmışlardır. Çünkü her geçen gün para konusunda daha sıkıntılı dönemlere girmeye başlarlar. Bu günleri atlatmak için tek bir çare vardır. Bu da rahat bir yaşam için güzel bir plan yapmak olacaktır. Doğu Asya'nın en güvenli gümrüklerinden birisinden para çalacak olan teknisyenler, bunu sadece 40 dakika içerisinde yapmak zorundadır. Aksi halde başları büyük belaya girecektir. Çalmak istedikleri para ise tam 150 milyon dolardır.