Hindistan’dan Kanada’ya giden bir yük gemisi, içindeki hemen hemen tüm canlılarla birlikte trajik şekilde batar. Bir can kurtaran filikası, uçsuz bucaksız vahşi Pasifik Okyanusu'nun ortasında yapayalnız kalır. Sandalın hayatta kalmayı başarabilen mürettebatı ise bir sırtlan, kırık bacaklı bir zebra, bir orangutan, Richard Parker adında üç yüz kiloluk bir Bengal kaplanı ve Pi adlı 16 yaşında Hintli bir çocuktan oluşmaktadır. Pi'nin hayvanat bahçesi işleten ve hayvanlarıyla göç yoluna koyulan ailesi, batan gemide yaşamını kaybetmiştir. Pi, kurtuluş yok gibi görünen bu okyanusta zayıf bir sandalda yanındaki hayvanlarla birlikte hayatta kalma savaşı verir ve keskin zekası ve zooloji bilgisiyle besin zincirine kurban gitmez. Ama şimdi Bengal Kaplanı ile teknede baş başa kalmıştır. Dev kaplana yem olmamak için hayvanla anlaşmanın ve yakınlaşmanın yollarını bulur. Sıra dışı yolculuk sona ermeden büyülü bir adaya varacaktır...
Bir geminin tüm kadın mürettebatının üyeleri, kıyıdan 600 mil uzaklıktaki devasa bir fırtınanın ortasında mahsur kalırken, bilinmeyen bir düşmana karşı yaşamları için savaşmak zorunda kalıyor.
Sydney Carpenter is a devoted mother to her young son, and is now accustomed to the puzzling existence of her mysterious, non-communicative husband, Matthew. When her husband and son are suddenly lost at sea after a boating accident, Sydney's comfortable existence is shattered. Although overwhelmed by her grief, Sydney cannot ignore the strange pieces from her husband's past that continue to make their way into the present.