Frank ile April, kendilerini her zaman çok özel, farklı görmüşler; hayatı yüksek ideallerine uygun şekilde yaşamaya hazır ve istekli olmuşlardır. Bu nedenle lüks evlerin sıralandığı bir cadde olan Revolutionary Road'daki yeni evlerine taşındıklarında kendilerini çevreleyen durağan ortamdan bağımsızlıklarını gururla ilan ederler. O dönemin toplumsal sınırlarını belirleyen tuzaklara asla düşmemeye kararlıdırlar. Ancak Wheeler çifti kendilerini hiç beklemedikleri bir durumun tam içinde bulur: Frank Wheeler rutin bir işi olduğu için sinirleri günden güne bozulan yetişkin bir erkeğe dönüşürken April de istek ve tutkularını bastırmaya çalışan mutsuz bir ev kadını olup çıkar. Sonuç ise tıpkı diğerleri gibi hayallerini kaybetmiş tipik bir Amerikan ailesidir.
Le Mirage is the perspective of a man in his thirties asking himself "what am I chasing?" Our society has become all about consumerism, if not excess. Success is determined by what and how much we have and "stuff" becomes the band-aid to a meaningless existence. Stuff fills the void of the existence we weren't meant to lead.
The parallel stories of two couples in crises and their connections to a drowned woman found in a river.
A film that has a lot of metaphorical elements that makes audiences critically observe Inggit's life, so that the audience feels involved in the story.
A person comes into contact with quietness.