Lester Burnham, çevresindeki insanlar tarafından sevilmediğini ve horgörüldüğünü düşünmektedir. Karısı Carolyn, bunca yıllık evliliklerinden sonra sanki ondan nefret eder gibi davranmaktadır. Kızı Jane, onu küçük görmektedir. Patronu ise sürekli onun girişimlerini baltalamaktadır. Yıllardır gizlemekte olduğu tutkuları sonucunda Lester, hayatında birkaç küçük değişiklik yapmaya karar verir. Böylelikle orta yaş krizini de kolaylıkla atlatabileceğine inanmaktadır. Aldığı kararlar sonucunda giderek özgürleştikçe ve mutlu olmaya başladıkça karısıyla kızını daha çok sinirlendirmeye başlar.
Öğrencilerin sesini yükseltmeye başladığı, o ünlü 68 Baharı'ndayız. Isabelle ve erkek kardeşi Theo, bohem aileleri tatilde olduğu için Paris'te yalnız kalmışlardır. Matthew isimli Amerikalı bir öğrenciyi evlerine davet ederler. Üçünün de ortak özelliği ise filmlere olan düşkünlükleridir. Zamanla, konukla aralarındaki ilişki tutkularının peşinden cinselliği tüm yönleriyle keşfedecekleri arzu dolu bir oyuna dönüşür. Dışarıda ise devrim sesini çoktan yükseltmeye başlamıştır.
Bu gençlik komedisinde, Matthew (Jonathan Tucker) isimli üniversite birinci sınıf öğrencisi yurttaki asansörde hayatının aşkına rastlar; ama şöyle bir sorun vardır, o sırada elektrikler kesilmiştir. Matthew, rüyalarının kızının yüzünü göremese bile, hislerine kulak vermiş ve onun doğru kişi olduğunu anlamıştır. Elektrikler geldiğinde kız ortadan kaybolmuştur. Matthew'un tek bildiği, kızın yurtta kaldığıdır. Artık tek amacı kızı bulmaktır. Peki bu kız kimdir? Wendy mi Dora mı Arlene mi Patty mi yoksa Cynthia mı?
40 yaşındaki Andy Stızer hayatında birçok şey yapmıştır. Bir elektronik mağazasında güzel bir işi, rahat bir evi ve geniş bir aksiyon fıgürü koleksiyonu vardır. Ama hiç yapmadığı önemli bir şey de vardır: Seks. Andy buna aldırmadan hayatına devam etse de iş arkadaşları onunla aynı fıkirde değildir. Ve onu bu durumundan kurtarmayı kendilerine görev bilirler. Uzun uğraşlardan sonra 40 yaşında, üç çocuk annesi Trish ile tanışınca bir umut ışığı doğar. Dostları tam da "işlerin" yoluna girdiğini düşünmeye başlamıştır ki çiftin inanılmaz bir anlaşmaya vardığını öğrenirler...
Alejandro González Inarritu'nun Babel'inde, Fas'ta turistik geziye çıkan Amerikalı evli çiftin başına gelen trajik bir olay, dünyanın farklı ülkelerindeki dört ailenin yaşamında olaylar zincirini harekete geçirir. Koşullar açısından birbirine bağlı olan ama kıtalar, kültür ve dil açısından birbirinden ayrışan karakterlerin her biri, gerçek huzur ve teselliyi sadece aile kavramının sağlayabileceğini keşfeder.
Phillip Filmore 15 yaşında naif bir genç delikanlıdır. Phillip 30 yaşlarındaki Fransız hizmetçi Nicole Mallow’a aşık olur. Nicole Phillip’in babası iş gezisi için şehir dışına çıktığında Phillip’e bakıyordur. Ancak Bay Filmore’un ahlaksız şoförü Lester Lewis Phillip’in Nicole’e olan aşkından faydalanır ve Nicole’le genç çocuğu baştan çıkarması için anlaşır. Daha sonra Phillip’in bankadaki parasını almak amacıyla bir şantaj planı yapar ve Nicole’ün ölmüş taklidi yapmasını ister.
Yaşıtlarının çoğu MySpace’teki veya Facebook’taki sayfasını güncellerken, alışveriş merkezlerinde alışveriş yaparken Minnesota’lı zeki bir kız olan Juno. hayatını kendi koyduğu kurallara göre yaşar. Her zamanki gibi sıkıcı geçen bir öğle sonrasında erkek arkadaşı Paulie Bleeker ile sevişmeye karar verir.Cinsel ilişki sonrasında önceden planlanmamış bir hamilelikle yüz yüze kalan Juno ile en iyi kız arkadaşı Leah, Juno’nun henüz doğmamış bebeğini evlat edinecek bir aile bulmak için bir plan geliştirirler. İkisinin gözüne kestirdiği ilk aile, evlat edinme özlemiyle yanıp tutuşan Mark ve Vanessa Loring çifti olur.
A day in the life of a group of teens as they travel around New York City skating, drinking, smoking and deflowering virgins.
Ameliyat takıntısı olan bir genç kız bekaretini kaybetmeye ve kız kardeşini kistik fibrozun tahrip edici etkilerinden korumaya çalışırken bir yandan da toplumun dışında olma durumuyla mücadele etmektedir. Jr. Pauline (Annalynne McCord) yara kabuğu toplama gibi bir eğilimi olan ve bu eğilimi bir takıntıya dönüşmüş güzel bir genç kızdır. Bu durumu fark eden Pauline’in sert annesi genç kızın yardım alması için kilise terapistine gitmesinde ısrar eder. Dini bir riyakar tarafından yargılanma düşüncesine kızan Pauline’in takıntısı daha da artar. Bu sırada annesini etkilemek için zekice bir plan hazırlamaktadır. Pauline kız kardeşinin kistik fibrozuyla savaşmak için çareler bulmaya çalışırken, hormonları canına okumaktadır.
Three teenage girls decide to visit a romantic island and find love. They get shipwrecked and end up on different sides of the island. Each girl begins her own romantic adventure either with a man, a boy or even another girl.
Alice, yaşından çok daha önce olgunlaşmış, biraz kaprisli, değişken karakterli ama genelde sessiz bir kızdır. Başka biri tarafından dokunulmanın nasıl bir şey olduğunu çok merak etmektedir ve bu konuda eline geçen her türlü nesneyle araştırmalar yapmaktan çekinmez. Yatılı okulu yaz tatiline girince yazı geçirmek için ailesiyle beraber yaşadığı evine döner. Bastırılmış seks duygularına tek çözüm onun için bu tatil olacaktır. Burada babasının yanında çalışan Jim adındaki bir adamı gözüne kestirir. Jim onun düşündüğü seks fantezilerini daha da arttırır. Film +18 dir
A teenage summer in a small town in the desert, a dysfunctional family, a rock band, a can full of glue, two boys, one girl, loads of tongue kisses, dry heat, wind in Patagonia, existential angst... A teenage story in the middle of nowhere.
Eugene Pratt, sevgilisiyle balo günü tam birlikte olacakken düşmesi sonucu 4 yıl komada kalır. Uyandığında lise aşkının Playboy kapak kızı olduğunu öğrenir. O ve arkadaşı Tucker Cleigh Playboy Malikanesi’ne, Eugene’nin hayallerinin kızına ulaşma yolunda türlü serüvenler atlatırlar.
İki kız kardeş, karşı cinse merak duydukları ergenlik döneminde, ailece, şirin bir Fransız beldesinde tatile çıkarlar. Tatilde hukuk fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi yakışıklı bir İtalyan genci olan Fernando ile tanışırlar. Fernando bir gece Elena’yı, Anais ile paylaştığı odada baştan çıkarır ve Elena ilk cinsel deneyimini yaşar. Hem kız kardeşini hem de bu ilişkiyi kıskanan Anais’e bir köşede sessizde olanı biteni izlemek düşer. Kız kardeşi Elena, erkek vücudunu keşfederken, Anais de şişmanlığıyla yüzleşerek her geçen gün daha da çok içine kapanmaktadır.
Melinda, kocasına bağlı bir kadındır. Onun yaptığı tüm düzenbazlıklara rağmen arkasında durur ve onu herkese karşı savunur. Fakat eşinin yaptığı hilekarlıklar sürekli artınca artık sıkılmaya başlar. Tam bu sırada da kocasının kendisini aldattığını öğrenen Melinda artık çıldırır. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Set in the Clapham district of south London, England, the film is inspired by true events. The paths of several men intersect during a dramatic thirty-six hours in which their lives are changed forever.
Justin Cobb, a teenager in suburban Oregon, copes with his thumb-sucking problem, romance, and his diagnosis with ADHD and subsequent experience using Ritalin.
When stubborn, spotty Kevin and his equally hopeless best friend Perry go on holiday to the party island Ibiza, they see it as their big chance to become superstar club DJs and, more importantly, to lose their virginities. But they aren't prepared for the interference of top DJ Eyeball Paul, not to mention the embarrassment factor of Kevin's long-suffering parents.
Flo is not quite a normal teenager: While all his friends only think about sex he can't even pronounce the word "S - E - X". But everything changes completely when one morning Flo wakes up from a strange call. His penis, excited for the first time, begins to talk to him. He claims that Flo severely neglected him for 15 years and it's time to release him.
Yüzlerce küçük tesadüfün senelerce ilmek ilmek ördüğü bir aşk hikayesini anlatıyor film. Herşey mucizevi bir şekilde ama kendiliğinden gelişiyor filmde. Hayat gibi, kader gibi, aşk gibi. Filmde birçok defa karşılaştığımız yol ayrımları, bizi yormak yerine sadece kurguyu zenginleştirerek heyecanı arttırıyor. Kaderleri çok önceden çizilmiş bir erkek ve bir kadın. Onların alın yazısını birleştiren bir aşk. Aşka yol gösteren bir çizgi. Kutup çizgisi. Önce Ana 'nın babası ölüyor, sonra Otto'nun babası annesinden boşanıyor. Yalnız bu çift birleştiklerinde; gerçek aşk, aslında çocuklarının içinde filizleniyor. Aradan seneler geçiyor, anne baba ayrılıp kendilerine başka hayatlar kuruyor, Ana ve Otto birbirlerinden ayrı düşüp başka hayatlar yaşıyor ama birbirleri için yaşamaktan da hiç vazgeçmiyor. Çizgi nerede ve nasıl sona erecek?