Londra'da düzenlenen Miss World, dünya üzerinde en çok izlenen güzellik yarışmasıdır. Ancak 1970 yılındaki yarışmada yaşananlar, diğer yıllara göre bir hayli farklıdır. Efsanevi komedyen Bob Hope'un sunuculuğunu yaptığı yarışmada, hiç kimsenin aklından dahi geçmeyecek şeyler yaşanır. Yıllardır yapılmakta olan yarışmanın bu bölümü, adeta hafızalara kazınır. Yarışma heyecanlı bir şekilde devam etmekteyken, Kadın Özgürlüğü Hareketi'nin üyeleri tarafından aniden kesilir. Üyeler tarafından gerçekleştirilen bu eylemin amacı, güzellik yarışmaları ile kadınların aşağılandığını kamuoyuna duyurmaktır. Gecede yaşanan sansasyonel olay bununla da sınırlı değildir. Yarışma sonunda tarihte bir ilk gerçekleşerek, siyahi bir kadın Miss World seçilir.
Dünyanın bir numaralı kadın tenis oyuncusu Billie Jean King ile eski şampiyon Bobby Riggs arasında 1973 yılında oynanan tenis maçı tarihe “The Battle of the Sexes” olarak geçti. Bu muhteşem maç tüm zamanların en çok izlenen spor müsabakası oldu. Zamanın ruhunu yakalayıp, cinsiyet ayrımcılığı üzerine dünya çapında bir gündem yaratan bu müsabaka, aynı zamanda feminist hareketi de teşvik etti. Medyanın baskısı altında olan King ve Riggs, kort dışında çok daha kişisel ve karmaşık sorunlarla uğraşıyorlardı. Eşinin de desteğiyle kurumlara karşı eşit ödemeler için savaşan King, aynı zamanda kendi cinsiyetiyle ilgili de boğuşmalar yaşıyordu. Bu arada Riggs de mirasını ve şöhretini, eski zamanlardaki ihtişamını tekrar yaşamak için riske atıyordu. Billie ve Bobby birlikte; tenis kortlarının çok ötesine geçen ve dünyanın dört bir yanında erkeklerle kadınlar arasındaki tartışmaları canlandıran bir kültürel gösteriye hizmet ettiler.
1968 yılında, İngiltere’deki bir fabrika da geçen, gerçek bir hikayeden esinlenerek yapılmış filmde, cesur bir grup kadın güç birliği yapıp adalet için ayaklanır. Mücadelenin amacı, cinsel ayrımcılığın önünü keserek erkeklerle eşit kazanç ve haklar elde etmektir. Hayatları mutfakla fabrika arasında geçen, işçi sınıfına mensup sıradan kadınlar, amaçları uğruna, patronlarına, kocalarına ve devlete karşı durmak zorunda kalır.
England, 1600. Queen Elizabeth I promises Orlando, a young nobleman obsessed with poetry, that she will grant him land and fortune if he agrees to satisfy a very particular request.
1964'te İrlanda'da 3 genç kız, aileleri ve kilise tarafından acımasız ve insanlık dışı Magdalene Manastırı'na gönderilirler. Burada suçlarının cezasını çekeceklerdir. Suçları bekar bir kadın olmak, güzel olmak, saf olmak, çok zeki olmak ya da sessiz kalmak istemeyen bir tecavüz kurbanı olmaktır.Günahları için çalışmaları gereklidir... Yılda 364 gün ve karın tokluğuna! Üstelik başlarına hiç ummadıkları şeyler gelecektir.
2013 yılının bol ödüllü filmlerinden Vecide ile hatırladığımız Suudi Arabistanlı yönetmen Haifaa Al Mansour yine güçlü bir kadın öyküsüyle karşımızda. Al Mansour bu kez bir kadın doktorun belediye meclisi üyeliğine aday olarak etrafındaki herkesin toplumsal cinsiyet kodlarıyla oynayışını anlatıyor. Suudi Arabistan’da kadınların maruz kaldığı toplumsal baskıyı zekâ kıvrımı yüksek bir mizahla kurmacanın alanına çeken film, anlattığı mesele kadar, ana karakterinin yaydığı neşe ve değiştirme gücü ile de dikkat çekiyor. _Vecide’_den sonra Mary Shelley (2017) gibi tarihi dramlar çeken Al Mansour en iyi bildiği türden hikâyelere dönmüş gözüküyor. Mükemmel Aday, Suudi Arabistan’ın Oscar adayı olmuştu.
As one of the youngest Planned Parenthood clinic directors in the nation, Abby Johnson was involved in upwards of 22,000 abortions and counseled countless women on their reproductive choices. Her passion surrounding a woman's right to choose led her to become a spokesperson for Planned Parenthood, fighting to enact legislation for the cause she so deeply believed in. Until the day she saw something that changed everything.
Sene 1971, yer İsviçre. Nora (Marie Leuenberger), eşi ve iki oğluyla küçük bir köyde yaşayan genç bir ev kadınıdır. İsviçre kırsalı, 1968 olaylarının beraberinde getirdiği toplumsal değişimden henüz nasibini almamıştır. Nora'nın hayatı da değişmemiştir, hala herkes tarafından sevilen sessiz sakin bir kadındır. Ancak 7 Şubat 1971'de erkeklerin oylamasıyla gerçekleşecek seçimlerde, kadınların oy hakkı için savaşmaya başlayınca işler tersine döner.
Marie violates tradition in a small German town of Lauscha, to become the first female glassblower in in 1890. Her glass ball decorations find a new market in America.
Epifani döneminde Makedonya’da takvimler Ocak ayının 19’unu gösterdiğinde görkemli bir tören düzenlenir. Törene katılan erkekler, rahip tarafından suya atılan haçı çıkarmak için birbirleri ile yarışır. Haçı bulmayı başaran kişinin ise bir yıl boyunca kutsandığına, revah ve servete kavuşacağına inanılmaktadır. 31 yaşındaki tarih uzmanı Petrunija, başarısız bir iş görüşmesinden dönerken Epifani törenine denk gelir. Törene katılan genç kadın, kendisini bir anda suyun içine atılan haçı çıkarırken bulur. Haçı yakalamayı başaran Petrunija, sudan çıkınca etrafındaki erkeklerin saldırısına uğrar. Erkekler, Petrunija’nın kadın olduğu için ritüele katılmaya hakkı olmadığını, bu yüzden haçı geri vermesi gerektiğini düşünür. Ancak, Petrunija’nın haçı geri vermeye niyeti yoktur.
Eighteen-year-old Shira is the youngest daughter of the Mendelman family. She is about to be married off to a promising young man of the same age and background. It is a dream come true, and Shira feels prepared and excited. On Purim, her twenty-eight-year-old sister, Esther, dies while giving birth to her first child, Mordechay. The pain and grief that overwhelm the family postpone Shira's promised match. Everything changes when a match is proposed to Yochay-Esther's late husband-to a widow from Belgium. Yochay feels it's too early, although he realizes that sooner or later he must seriously consider getting married again. When the girls' mother finds out that Yochay may marry the widow and move to Belgium with her only grandchild, she proposes a match between Shira and the widower. Shira will have to choose between her heart's wish and her family duty. She will find out that the void which she must choose exists only within her heart.
Nora Helmer lives a quiet life with her husband, Torvald, in a small Norwegian town. While he works diligently at a bank, she looks after their children. But Torvald doesn't know that several years ago, when he was very ill and she was desperate for money, Nora forged a loan document and has been secretly working to pay the money back ever since. The arrival of her friend Kristine prompts Nora to re-evaluate her life and confront Torvald.
Seeking refuge on an island in Upstate New York, a married couple's final attempt to salvage their failing relationship takes a turn for the worse when the husband begins to regress emotionally, mentally, and physically.
Iranian female judokas Leila and her coach Maryam, travel to the Judo World Championship, intent on bringing home Iran’s first gold medal. Midway through the Judo World Championships, they receive an ultimatum from the Islamic Republic ordering Leila to fake an injury and lose, or she will be branded a traitor of the state. With her own and her family’s freedom at stake, Leila is faced with an impossible choice: comply with the Iranian regime as her coach Maryam implores her to do, or fight on, for the gold.
Dinah Sheldon is a student at an exclusive girl's school who starts campaigning for women's rights. Her minister father and her boyfriend Tom Wade do not approve.
On June 20, 2009, Neda Agha-Soltan was shot and killed on the streets of Tehran during the turmoil that followed the Iranian presidential contest. Within hours, images of her dying moments, captured on cell phones, appeared on computer screens across the world, focusing the world's attention on mass protests against the rigged elections in Iran. Featuring previously unseen footage of Neda with friend and family, as well as exclusive video of her recorded the day she died, "For Neda" debuts just before the anniversary of her death.
Tennis star and women’s rights activist Billie Jean King won a total of 12 Grand Slam titles, but the biggest match of her career took place in 1973 against former men’s champion Bobby Riggs, a self-proclaimed male chauvinist pig who declared that, even at the age of 55, he could beat any woman in the world.
Three months before the 2019 World Cup, the U.S. Women’s National Soccer Team filed a gender discrimination lawsuit against the United States Soccer Federation. At the center of this no-holds-barred account are the players themselves–Megan Rapinoe, Jessica McDonald, Becky Sauerbrunn, Kelley O'Hara and others–who share their stories of courage and resiliency as they take on the biggest fight for women's rights since Title IX.
Examines the 40-year evolution of gender inequality and discrimination in the workplace since the 1980 release of the comedy film “9 to 5” starring Jane Fonda, Lily Tomlin, Dolly Parton, and Dabney Coleman.
Late 17th Century: Anne de Grandcamp and Lucie de Fontenelle, two little girls from Normandy, arrive at the Saint-Cyr school founded by Madame de Maintenon for educating the daughters of impoverished nobles ruined in wars and making them into free women. Madame de Maintenon is the secret wife of Louis XIV, and empowered by his support, she offers "her" two hundred fifty girls a playful and avant-garde education. Anne and Lucie, two inseparable friends, allow themselves to be carried away by the promise of a bright future. But Maintenon has arrived at the pinnacle of power through scheming and debasing herself and she now fears the fires of hell. She is counting on her model school to atone for her past sins.