Sansür kurulunda görevli olan Enid, 1980’lerde her yanı saran slasher video filmlerinden aşırı sahneleri kesmekle sorumlu bir kurgucudur. Onay verdiği filmlerden birindeki yöntemle korkunç bir dizi cinayet işlenince Enid sarsılır. Fakat asıl şoku, onay için gelen filmlerde kendi geçmişiyle ilintilendirdiği feci sahneler gördüğünde yaşar.
Flmi seyrettikten sonra çalan her telefon sizi iliklerinize kadar titretecek... Zorlu geçen bir boşanma sürecini atlatmaya çalışan Mary Kee tanımadığı bir numaradan gizemli telefonlar almaya başlayınca, artık kendisini evinde bile huzurlu ve güvende hissedemez. Telefonların geçmişten geldiğini fark edince, hayatta kalabilmesi için onu arayan kişiyi öldürmesi gerektiğini anlar. Ama geçmişte yaşayan birisini nasıl öldürebilirsiniz ki? Peki ya başarısız olursa?
After his wife and her blind sister have died under his care, a doctor's small daughter is kidnapped and reported as buried alive, and he is given just five hours to find and rescue her.
20li yaşlarda genç bir kız olan Kristen, çılgın bir partinin ardından ortalığı toparlamaktadır. Erkek arkadaşının da ona yardım edeceğini uman genç kız, tüm aramalarına rağmen cevap alamaz. Diğer yandan bir yabancı, Kristenı arayarak ona dışarı çıkmasını söyler. Bu kişi, Kristen hakkında herkesten çok şey bilmektedir. Ancak ilk damla kan aktığında Kristen, geç olmadan kimin, ne için bunu yaptığını bulmak zorunda olduğunu anlar.
Two amateur filmmakers attempt to make a documentary about the legendary underground "phone-work artist" Longmont Potion Castle, who, since 1988, has released sixteen albums of hilariously surreal phone pranks. Despite a semi-successful crowdfunding campaign and the involvement of celebrity fans, the filmmakers succumb to their own infighting and bad luck, abandoning the project. A year later, the unpaid camera operator liberates the raw footage and finishes the film.
Three best friends enjoy an idyllic summer day out and something is wrong.
A guy is terrorized on the phone and receives death threats. He should have taken them seriously...