Ben "Finn" Finnegan, Kraliçe Dowry'nin 18. yüzyıldan kalma hazinesinin peşindedir. 40 sandık dolusu bu hazine egzotik sularda kaybolmuştur. Finnegan bu hazine takıntısını eşi Tess ile birlikte paylaşır. Hazine avcısı ikili, eski ve güven telkin etmeyen tekneleriyle hayallerinin peşinden gitmektedirler. Ancak Tess bu hayat biçiminden yorulmaya başlar ve kendisine yeni bir yaşam kurmaya karar verir. Finn'den ayrılan Tess milyoner bir işadamının yatında işe başlar. Oysa Finn peşinde oldukları hazine ile ilgili bir ipucu bulmuştur ve şansı dönmek üzeredir.
Babalarının ölümü sonrası Hindistan’a yolculuğa çıkmaya karar veren birbirinden ilginç karakterdeki üç kardeşin başlarından geçen fantastik olayların anlatıldığı The Darjeeling Limited, Wes Anderson imzasını taşıyor.
Filmin hikayesi, birbirine yabancı üç kardeşin babalarının ölümünün ardından Hindistan'da bir tren turuna çıkmalarını anlatıyor.
Hayal ürünü olan uzun mesafe treni "Darjeeling Limited"ın ismi, belli ki Darjeeling Himalayan Railway'den alıntılanmış... Bu tren yolculuğu, birbirlerini tanıyıp yakınlaşmaya çalışan kardeşlerin çabalarının arka planını oluşturuyor...
Kuzey Atlantik sularındaki bir cankurtaran botu, bir Nazi torpido saldırısı sonucu batan gemiden kurtulan sekiz kişiyi taşıyor. Amaçsız bir şekilde dolaştıkları bir-iki günden sonra, denizde Walter Slezak adlı bir yolcu daha buluyorlar. İlk başta herkes Slezak'ın İngilizce konuşamadığını zannediyor ama şartlar konuşmasını gerektirdiğinde, birçok dili rahatça konuşabilen, çok zeki biri olduğu ortaya çıkıyor. Zaten bu adam aslında, onları vuran Alman denizaltısının kaptanından başkası değil. Denizcilik bilgisine sahip tek kişi olarak, sandalı bir Alman gemisine doğru yönlendiriyor. Ta ki, diğerleri olan bitenin farkına varıncaya kadar.
Hitchcock'un savaşa katkılarından biri olan Yaşamak İstiyoruz bir gerilim filmi değil, bir psikolojik dramadır.