234 movies

Hafif üçkağıtçı fakat bir o kadar da sevimli Kaptan Jack Sparrow’un (Johnny Depp) korsanlık yaşamı, düşmanı kurnaz Kaptan Barbossa’nın (Geoffrey Rush), gemisi Siyah İnci’yi çalmasıyla altüst olur. Bu da yetmezmiş gibi Kaptan Barbossa, Port Royal kasabasına saldırır ve belediye başkanının güzeller güzeli kızı Elizabeth’i (Keira Knightley) kaçırır. Kızı kurtarmak ve Siyah İnci’yi yeniden ele geçirmek amacıyla Elizabeth’in çocukluk arkadaşı Will (Orlando Bloom) ve Jack güçlerini birleştirirler. Will’in bilmediği ise lanetli bir hazinenin Barbossa’nın kaderini nasıl değiştirdiği ve onu ve mürettebatını nasıl sonsuza kadar ölümsüz olarak yaşamaya mahkum ettiğidir.

Gizemli Angelica (Penelope Cruz) ile yolları kesişen Jack Sparrow, bunun aşk olduğundan emin değildir – yoksa bu kadın onu efsanevi Gençlik Pınarı'nı bulmak için kullanmakta mıdır? Kadın onu efsane korsan Kara Sakal'ın gemisi "Kraliçe Anne'in İntikamı"na bindirdiğinde kendisini beklenmedik bir maceranın ortasında bulur ve kimden daha çok korkması gerektiğini bilemez: Kara Sakal'dan mı yoksa gizemli bir geçmişi paylaştığı Angelica'dan mı?

Film, konusunu “Güzel ve Çirkin” masalından almaktadır. Tüccar Maurice (Kevin Kline), Fransa'daki bir kasabada, küçük bir evde Belle (Emma Watson) isimli kızıyla yaşamaktadır. Belle iyi niyetli, zeki ve kitaplara meraklıdır. Tüm kasaba Belle'e hayrandır ama Belle evlilik düşünmez. Kasabanın kendini beğenmiş yakışıklısı Gaston (Luke Evans) sürekli Belle'in peşindedir ama Belle ona da yüz vermez. Maurice bir yolculuktan dönerken kurtların saldırısı yüzünden büyük bir şatoya sığınır. Kimseciklerin olmadığı bu şatoda dinlenir ve bahçedeki güllerden birini Belle’e götürmek için koparır. Bu güller, kötü bir büyü yüzünden canavara dönüşen Beast (Çirkin)'e (Dan Stevens) aittir ve tüccarın yaptığına öfkelenerek onu bir zindana kapatır. Babasını kurtarmak için Belle kendini feda ederek Beast'in esiri olmayı kabul eder. Bu büyü, tüm hizmetkarları eşyaya dönüştürmüştür ve bu şatodaki kötü sihri sadece gerçek aşk bozabilir.

Yıl 1791. New Orleans'ta yaşayan Louis karısını kaybetmiş olmanın üzüntüsüyle, yaşama sevincini kaybetmiştir. Lestat adındaki bir vampir, ona gecelerin yaratığı, yani bir vampir olmasını önerir. Louis bu öneriyi kabul eder.Lestat, Louis'in ölümcül kanını akıtarak onu da bir vampire dönüştürür. Ancak Louis, vampirliğe alışamaz. Açlığını gidermek zorundadır ama insanları öldürmek istemez. Ona, vampirliği Lestat öğretecektir.

18.yüzyıl sonlarında, sınıf bilincinin hakim olduğu İngiltere'de beş kız kardeş olan Bennet'lar - Elizabeth veya Lizzie, Jane, Lydia, Mary ve Kitty, annelerinin iyi bir koca bulup geleceklerini güvence altına alma hayalleriyle büyütülmüşlerdir. Fakat, neşeli ve zeki bir mizaca sahip olan Elizabeth, kendisine düşkün olan babasının da desteğiyle hayatını daha farklı ve dolu dolu yaşamak için çabalamaktadır.

On sekizinci yüzyılın başlarında İngiltere'nin Fransa ile savaşı sürerken, Kraliçe Anne'in (Olivia Colman) tahtta olduğu sarayı ve lüks yaşam tarzı bundan pek etkilenmez. Kraliçenin yakın "arkadaşı" olan Marlborough Düşesi Sarah Churchill (Rachel Weisz), bir yandan kraliçe ile ilgilenirken bir yandan onun yerine ülkeyi yönetmektedir. Düşes Sarah'ın saraya yeni gelen akrabası genç Abigail Masham (Emma Stone), Kraliçe Anne’in gözdesi olabilmek için Sarah ile rekabete girer. Kraliçe Anne’in sağlığı gitgide bozulurken iktidar, hırs, aşk ve hasetten güç alan saray entrikaları da alıp başını gider.

June 28, 2000

Duygusal anlamda yoğun ve hareketli bir film olan Vatansever'in kahramanı, Mel Gibson'un canlandırdığı Benjamin Martin karakteri. Savaşmaya pek de hevesli olmayan bir kahraman Benjamin Martin: Fakat çarpışmalar çiftliğinin sınırına dayanıp da İngilizler Benjamin'in değer verdiği insanları tehdit etmeye başlayınca, kendini Amerikan Devrimi'nin içinde buluveriyor. İdealist bir vatansever olan oğlu Gabriel'la birlikte silah kuşanıp Amerikan milislerinin başına geçiyor ve "kırmızı urbalılarla" göğüs göğüse çarpışıyor. Bunlar olurken, kendi ailesini korumasının tek yolunun genç Amerikan ulusunu topyekün bağımsızlığa taşımak olduğunu keşfediyor kahramanımız - fakat karanlık geçmişi, savaşta da peşini bırakmıyor...

Jean Baptiste Grenouille, 18.yy da Paris’te dünyaya gelmiş olup, son derece değişik bir karakterdir. Her türlü kokuya karşı sıra dışı bir algısı vardır. Duyarlılığı çok yüksektir. Öte yandan diğer duyuları aksine gelişmemiştir. Arzu ettiği kokulara sahip olmak uğrunda her şeyi yapmaya hazırdır. Buna insan öldürmek de dahil. Bir gün kendine ait bir ten kokusunun olmadığını fark eder. Bu durumda tek çare vardır. Ona insan kokusu gerekir. Yeni baştan yaratacağı bir insan kokusu. Bunu elde etmek için de insanlara gereksinimi vardır. Patrick Süskind’in aynı adlı romanından uyarlanan film, koku ile var olabilen Jean Baptiste’in trajedisini anlatmaktadır.

September 19, 1984

Vasat bir besteci olan Salieri ile rakip olan Wolfgang Amadeus Mozart, müzikal dehasıyla ölümsüzlük kazanıyor. Salieri'nin bu durumu hazmedememesi intikam isteğiyle dolmasına neden olur.

Öykü, belirsiz bir zaman diliminde, feodal düzenin hakim olduğu Çin topraklarında geçiyor. Çalınan bir kılıcın ve ünlü bir kaçağın peşindeki iki savaşçı, iz üstündeyken soylu bir adamın kızına rast gelirler. Fiziksel açıdan şaşırtıcı derecede iyi eğitilmiş bir dövüşçü olan bu genç kız, hayatının kritik kararlarından birini vermek üzeredir. Mucizelerin olağan karşılandığı, havada yürüyen zen savaşçılarının cirit attığı bir düşsel gerçekliği koreografik olarak sinemaya taşıyan yönetmen Ang Lee, romantizm ve aksiyonun dinamik bir öykü içindeki birleşimi olarak tanımlıyor filmini.

Film 1766 yılında Gevaudan'da geçer. Dönemin genç doğa bilimcisi Grégoire de Fronsac, bölgede ölüm saçan canavarın ne olabileceğini belirlemesi için Kral 15. Louis tarafından vazifenlendirilir. Amerika'da kızılderili kökenli kankardeşi Mani ile birlikte bölgeye giden Fronsac, bölgenin sık ormanlarla kaplı olması nedeniyle Kral'ın emrine verdiği askerlerle yaratığın izini süremeyeceğini anlar. Vahşice öldürülen insanların sayısı arttıkça yöre halkı bunları şeytanın yaptığına inanmaya başlar. Bu konu için görevlendirilen Mani'nin sezgisel yeteneklerinin yardımını alan Fronsac, canavarın şeklini gün geçtikçe daha iyi kavrar.

Film 18. yüzyılda, bir ressamın modeliyle aşkını anlatıyor. Ressam Marianne’a, manastırdan henüz çıkan ve evlenmek üzere olan genç Héloïse’in portresi sipariş edilir. Ancak Marianne, bu portreyi Héloïse’dan habersiz çizmelidir. Bu kısıtlamanın önüne geçmek için Marianne, gönülsüz gelin adayı Héloïse’ı önce gözlemler sonra da onunla yakınlaşır.

1960'lı yılların popüler gotik-gerilim dizisinden uyarlanan film, zengin ve çapkın vampir Barnabas Collins'in cadılar, hayaletler ve canavarlarla dolu karanlık dünyasını beyazperdeye taşıyor. Barnabas muhteşem bir hayat sürerken, kıskanç bir cadı tarafından lanetlenerek kontluğu elinden alınan ve 200 yıl kadar toprak altında, tabutta kilitli kalan bir vampirdir. 1972 yılında kopan bir fırtına onun da tabutunu yeraltından çıkartır ve meraklı köylüler sayesinde artık özgür bir vampirdir. Makamını ve intikamını almak için yaşadığı malikaneye geri dönen Barnabas, bildiği, tanıdığı her şeyin, içinde yaşadığı zamanın değiştiğini keşfedecektir. Yeni ailesine ve hayatına uyum sağlamaya çalışırken aklındaki tek hedef onu lanetleyen cadıdan intikamını almaktır...

May 2, 2024

The life of Jeanne Bécu, who was born as the illegitimate daughter of an impoverished seamstress in 1743 and went on to rise through the Court of Louis XV to become his last official mistress.

December 18, 1975

1700'lerin tam ortasındayız. Genç bir İrlandalı olan Redmond Barry, bir subayı düelloda öldürünce kaçıp yeni bir hayat kurmak ister. Serüvenler sonucu kendisini savaşın ortasında Prusya ordusunda bulur. Savaştan sonra casuslukla görevlendirilip İrlandalı bir Şövalye'nin peşine takılır. Onunla birlikte Prusya'dan kaçar ve kumarbazlığa başlayarak Avrupa'nın kalburüstü sosyetesine burnunun ucunu sokmayı başarır. Ama gözü daha yükseklerdedir.

Başkalarının hayatına müdahale etmekten ve onlarla oynamaktan büyük bir zevk alan Marquise de Merteuil'in yeni hedefi, eskiden birlikte olduğu adamla beraber olan kuzeninin kızı Cecile'dir. Bakire olan kızı baştan çıkarması için bu konularda usta olan ortağı Vincomte de Valmont’u ikna etmeye çalışır. Valmont için çocuk oyuncağı gibi duran bu durum onun hiç ilgisini çekmemektedir aslında. Onun hedefinde halasının evinde kalmaya başlayan Madam Tourvel’dir. Valmont’un kötü ününden haberdar olan Cecile’in annesi Madam Volange’ın Tourvel’i Valmont’a karşı doldurması yüzünden amacına ulaşamayan Valmont, kadından intikam almak için kızı Cecile’e yönelecektir. Öte yandan en önemli kuralını bozmuş ve Tourvel’e aşık olmuştur.

18. yüzyılda, İngiliz ve Fransız askerleri, Kuzey Amerika'nın kontrolünü ele geçirebilmek için savaşmaktadırlar. Kızılderililer ve yerleşimciler, bu savaşın ortasında kalmışlardır. Yerleşimcilerden Cora ve kızkardeşi Alice'i, başlarına gelen bir beladan Şahingöz adında bir kızılderili kurtarır. Şahingöz, aslında bir yerleşimcidir fakat ailesi ölünce son Mohikanlar tarafından büyütülmüştür.James Fenimore Cooper'ın romanından uyarlanan Mohikanların Sonuncusu, Michael Mann'in yönetmenlik kariyerinin önemli filmlerinden biri olarak kabul ediliyor. Daniel Day-Lewis'in oldukça başarılı bir performans sergilediğini de ekleyelim.

Zamansızlığın ortasındaki bir Çin İmparatorluğu... Federal düzenin egemenliği hüküm sürmektedir. İki savaşçı, çalınan değerli bir kılıçın ve ürkütücü bir firarinin peşindedirler. Takip esnasında bir kız ile tanışırlar. Bu kız, soylu bir adamın kızıdır. İşin ilginç yanı, kızın bedeni dövüşmek için müthiş bir eğitim almıştır. Her biri, tüm hayatlarını değiştirecek kararların eşiğinde olan üç kişi, fantastik bir yolculuğa çıkarlar.

The Promised Land, hayat boyu süren hayalinin peşinden koşan Ludvig Kahlen'in hikayesini konu ediyor. 1700'lerin ortalarında, Danimarka Kralı V. Frederik, Jutland'ın vahşi fundalığının evcilleştirilmesi, ekilmesi ve kolonileştirilmesi gerektiğini, böylece uygarlığın yayılabileceğini ve kraliyet ailesi için yeni vergilerin üretilebileceğini ilan eder. Ancak, hiç kimse kralın buyruğuna uymaya cesaret edemez. Ancak 1755 yazının sonlarında, Ludvig von Kahlen adlı yalnız bir asker, hayalinin peşinden koşmaya, kendisine zenginlik ve onur getirmesini umarak fundalığa gitmeye karar verir.

In 1763, Britain defeated France in the worldwide Seven Years War - referred to in the American Colonies as The French and Indian War. As a result, the French abandoned America, leaving the Native population who had sided with the French to fear the British would seek revenge. Ottawa Chief Pontiac convinced many tribes they needed to strike first. Some did so willingly, others were forced to fight. Their ultimate target was Fort Pitt. The combatants on both sides deployed unconventional and often brutal strategies and tactics. Colonel Henry Bouquet, with a ragtag group of British soldiers, Scottish Highlanders and American volunteers, was tasked with trying to save the hundreds of men, women and children facing certain death - or worse - in Fort Pitt. The little-known Battle of Bushy Run changed the course of world history... This is that story.

Can't find a movie or TV show? Login to create it.

Global

s focus the search bar
p open profile menu
esc close an open window
? open keyboard shortcut window

On media pages

b go back (or to parent when applicable)
e go to edit page

On TV season pages

(right arrow) go to next season
(left arrow) go to previous season

On TV episode pages

(right arrow) go to next episode
(left arrow) go to previous episode

On all image pages

a open add image window

On all edit pages

t open translation selector
ctrl+ s submit form

On discussion pages

n create new discussion
w toggle watching status
p toggle public/private
c toggle close/open
a open activity
r reply to discussion
l go to last reply
ctrl+ enter submit your message
(right arrow) next page
(left arrow) previous page

Settings

Want to rate or add this item to a list?

Login