255 film

Mega Kent Bir (2115 yılı)... 22. yüzyılda artık ne avukat, ne dava, ne jüri, ne de mahkeme kalmıştır... Herşey yargıçların elindedir... En korkulanı ise Dredd'dir... Üçüncü bin yıllda yeryüzü önüne geçilemez felaketlerle tamamen çöle dönmüştür. Geriye yalnız birkaç şehir kalır; insanlık da gezegeni gibi vahşileşir. Uygarlık çökme tehdidiyle karşıkarşıyadır. İşte o sırada... bir çözüm bulunur. Küçülen adalet sistemi yükü ağır polis teşkilatı ile birleştirilir, güçlü ve etkili melezler oluşur: Yargıçlar. Toplumun bu yeni gardiyanları hem yargı hem ceza gücüne sahiptir. Hem yargıç, hem jüri, hem de cellattırlar.. Ve içlerinde en korkunç olanı Yargıç Dredd'dir. Janus Projesi denen ve büyük adaletçilerin DNA modeliyle iki adamı yaratıldığı çok gizli bir deney sonucu biri kanun adamı (Dredd) ve bir suçlu (Rico) yaratılır. Yıllar sonra Rico hapisten kaçar ve kendini dondurabilecek tek adam olan Dredd'e komplo kurar. Cinayetle suçlanan Dredd, ömür boyu hapse mahkum edilir..

Film, Downey'in canlandıracağı başarılı bir avukatın, annesinin cenazesi için memleketine dönmesinden sonra yaşananları anlatacak. Babasıyla arası pek de iyi olmayan avukat, Alzheimer hastası babasının, yıllar önce davasına baktığı bir adamın ölümüyle bağlantısı olup olmadığını araştırırken, unuttuğu kökleriyle ve babasıyla da tekrar karşılaşacak.

Thomas ve arkadaşları Labirent'ten kurtulmalarının ardından hapsoldukları tesisten kaçmayı başarmış ve dünyayı pençesinde tutan acımasız organizasyon W.I.C.K.E.D.'e direnen isyancı grup Right Hand ile bir araya gelmeyi başarabilmişlerdir. Ancak Teresa'nın ihaneti sonucu grup kendini bir kez daha W.I.C.K.E.D.'a karşı mücadele ederken bulmuş, bu mücadele sırasında Minho'nun, organizasyon tarafından yakalanmasını engelleyememişlerdir. Minho'yu kurtarmak için yola çıkan Thomas ve arkadaşları organizasyonun peşine düşer. Bu uğurda aldıkları kararlar yalnızca arkadaşlarının değil, dünyanın da kaderini değiştirecektir.

Molly Bloom’un aynı adlı kitabından uyarlanan bu filmde, Molly olimpik klasmanda yarışacak düzeyde bir kayakçıdır, aynı zamanda tam 10 yıl süresince tüm zamanların en yüksek tutarlı poker turnuvalarının organizatörlüğünü yapmıştır. Tabii bu turnuvaların tamamı illegaldir! Uzun bir takip ve araştırma neticesinde FBI'dan baskın yer ve tüm müşteri portföyü ortaya dökülür. Listede FBI'ın dahi şoke olduğu isimler vardır. Hollywood yıldızları, sporcular, iş dünyasının simge isimleri, Rus oligarklar! Kimi ararsanız Molly'nin milyon dolarlık poker turnuvalarında isimi geçmektedir. Düştüğü zor durumdan Molly'i kurtaracak tek bir kişi vardır, o da savunma avukatı Charlie Jaffey’dir.

Norman (Normandiya'da yaşayan Frenk ve İskandinav kökenli halk) şövalyesi Jean de Carrouges ve Norman beyi Jacques le Gris eskiden çok yakın arkadaşlardır. Carrouges savaşa gider ve döndüğünde hiçbir şey eskisi gibi değildir. Le Gris, Carrouges'in karısına tecavüz etmek suçundan yargılanıyordur. Ancak kimse Margerite'e inanmaz. Bunun üzerine asker, karara itiraz etmek üzere Fransa kralına kadar gider. Hakim açısından ise Le Gris avantajlı konumdadır. Mahkemenin yeni kararına göre iki adam düello yapacak ve bu düellonun sonucunca biri ölecektir. Hayatta kalan kişi Tanrı'nın isteğini yerine getirmiş olacak ve eğer ki Le Gris hayatta kalırsa da aklanacaktır. Ayrıca eğer ki Carrouges kaybederse karısı ceza olarak bir kazığa bağlanarak yakılacaktır.

’Sonun Başlangıcı’ ve ’Çizgi Ötesi’ filmleriyle yeteneğini kanıtlayan Joel Schumacher’ın yönetmenliğini üstlendiği ’Öldürme Zamanı’, Güney Amerika’da hala süren ırk ayrımı üzerine bir film gibi gözükse de, işin haraketli yönüne ağırlık veren ve dolayısıyla bir macera filmi olarak tanımlanması daha uygun bir yapım. Mississippi’li bir fabrika işçisi olan Carl Lee Hailey, on yaşındaki kızı Tonya’nın gözü dönmüş iki beyaz ırkçı tarafından saldırıya uğraması sonucunda haklı olarak çok sinirleniyor ve bu iki adamı gördüğü ilk yerde öldürmeye teşebbbüs ediyor. Böylece bir anda ’suçlu’ durumuna düşen Carl Lee, Jake Brigance isimli bir avukatı savunma için tutuyor. Jake’e dava sırasında Ellen Roark isimli genç bir hukuk öğrencisi destek oluyor. Birlikte Klan’ın kirli yüzünü, ve 1860’larda çözülmüş olduğu iddia edilen siyah-beyaz ayrımının hala varolduğunu gören Jake ve Ellen, dava sırasında önemli kanıtlara rastlıyorlar..

II. Dünya Savaşı ertesi, Almanya. Michael Berg adlı genç, kendisinin yaşça iki katı büyük olan Hanna Schmitz'e aşık olmuştur. Gizli bir ilişki yaşayan ikilinin aşkı Hanna'nın bir gün ortadan kaybolmasıyla biter. Aradan 8 yıl geçmiştir ve hukuk okuyan Michael savaş suçları mahkemesinde gözlemcilik yapıyordur. Bir gün sanık sandalyesinde Hanna'yı görür. Mahkemede Hanna'nın geçmişi ortaya dökülürken, Michael ikisinin de hayatını değiştirecek bir sırrı ortaya çıkarır.

Beklenmedik bir şekilde ölen itfaiyeci Ja-hong, üç öbür dünya gardiyanı tarafından ahirete götürülür. Ja-hong, insan hayatında masum olduğunu kanıtlayıp, reenkarne olabilmek için ahirette gardiyanların eşliğinde 49 gün boyunca sürecek yedi mahkemeden geçecektir.

Gerçek olaylara dayanan bu filmde, şifahen yapılmış bir anlaşma bozulur ve cenaze evi sahibi Jeremiah O'Keefe (Akademi ödülü sahibi Tommy Lee Jones) aile işini kurtarmak için karizmatik avukat Willie E. Gary'yi (Akademi Ödülü sahibi Jamie Foxx) tutar. Alışılmadık ikili, bu ilham verici hikâyede kurumsal yozlaşmayı ve ırksal adaletsizliği ortaya çıkarırken hem gerilim hem de kahkahalar yükselir.

Güçlü bir avukat olan Claire (Ashley Judd) ve başarılı bir müteahhit olan kocası Tom (James Caviezel), Marin County'deki güzel evlerinde mutlu bir ilişki yaşamaktadırlar. Fakat bir gün evlerinde yaşanan bir hırsızlık ve cinayet, bu mutlu tabloyu yıkan olaylar zincirini başlatır. Olayı araştıran FBI, Tom'u tutuklar. Onlara göre Tom, Ronald Chapman adı altında askeri haber almanın gizli ajanıdır ve El Salvador'da masumların katledilmesinden sorumlu tutulan bir kaçaktır. Claire önce suçlamaların asılsız olduğuna inanır ancak kocası gizli bir kimliği olduğunu doğrular. Fakat katliam suçlamasının asılsız olduğuna ikna eder karısını. Claire, çok gizli bir askeri mahkemede, hiç alışık olmadığı kurallarla kocasını savunmak zorunda kalır. Ve Charlie Grimes (Morgan Freeman) adında tecrübeli bir emekli askeri savcının yardımına başvurur. İkilinin yaptığı araştırmalar, hayatları pahasına da olsa, ordu tarihinin en büyük skandallarından birini ortaya çıkarır.

Emily Rose üniversiteye gitmek için kırsal bölgedeki güvenli evinden ayrıldığında, kendisini nelerin beklediği hakkında sahip değildir. Bir gece yurtta yalnızken, tüyler ürpertici bir ‘halüsinasyon’ (sanrı) görür ve kendinden geçer. Geçirdiği bu krizler daha sık ve ciddi bir hâl almaya başlayınca, koyu bir Katolik olan Emily, kilisesinin rahibi Peder Richard Moore’un kendisine şeytan çıkarma ayini uygulamasını ister. Genç kız bu dehşet verici şeytan çıkarma ayini sırasında ölünce, rahip ihmal sonucu ölüme sebebiyet vermek suçuyla yargılanır.

Üç ölüm meleği itfaiyeci Ja-hong'un reenkarne olmasından sonra, 49. ruhları Ja-hong'un kardeşi Kim Soo-hong'a yeraltı dünyasında duruşmaları için rehberlik edeceklerdir. Üç ölüm meleği duruşmalara hazırlanırken 1000 yıl önce Dünya'da yaşadıkları trajik zamanların gerçeğiyle de yüzleşirler.

Geçirdiği ağır bir kalp krizi sonrası, doktorların tüm karşı çıkışlarına rağmen hastaneyi terk eden Avukat Sir Wilfrid Robarts evine döner. Henüz ilk günden davalar kapısına yığılmıştır. Fakat bunlar arasında bir cinayet davası vardır ki, adeta Robarts’ı yeniden hayata döndürür. Leonard Vole adındaki bir adam, yaşlı bir kadını öldürmekle suçlanmaktadır. Fakat uzun yılların verdiği deneyimle Robarts genç adamın masum olduğuna inanmaktadır. Davayı üstlenir, fakat tam her şey sonuca bağlanacakken beklenmedik bir şey olur. Davalının eşi Christine Helm, kendisine karşı tanıklık etmeye başlamıştır. Fakat neden?

Erin kocasının kötü sicili sebebiyle FBI daki sekreterlik görevinden kovulmuştur. Üstelik işsiz kalınca kocasından boşanmaya çalışır fakat işi olmadığı için yargıç çocuğun velayetini eşine verir. Temyize başvuran Erin velayeti almak için bir iş bulmak zorundadır ve bir striptiz kulübünde çalışmaya başlar...

Abraham Lincoln suikastinden sonra, yedi adam ve bir kadın, başkanı, başkan yardımcısını ve içişleri bakanını öldürmek için komplo kurmak suçundan tutuklanır. Aralarındaki tek kadın Mary Surratt, John Wilkes Booth ve diğerlerinin buluşup eşzamanlı saldırıları hazırladıkları pansiyonun sahibidir. Henüz yeni avukat çıkmış Frederick Aiken onu askeri mahkeme karşısında savunmayı başlangıçta gönülsüzce kabul etmişken, dava ilerledikçe müvekkilinin suçsuz olabileceğini fark eder.

r 3, 2021

Judith C. Brown’un “Immodest Acts: The Life of a Lesbian Nun in Renaissance Italy” adlı romanından uyarlanan film, 17. yüzyılın İtalya’sında geçiyor. Rahibe Benedetta Carlini, oldukça dindar ve önsezili biri olarak takdir görmüş bir kadındır. Ancak Benedetta, o dönemde ölüm cezasına çarptırılabileceği cinsel arzularına söz geçiremez ve kendisi gibi bir rahibeyle aşk yaşamaya başlar. Bu ortaya çıktığında eşcinsellik ve cadılık gibi suçlamalara maruz kalan Benedetta, 35 yıl hapis cezasına çarptırılır.

Gangster patronu cinayetten yargılanırken, "Öğretmen" olarak bilinen bir mafya haydutu, Annie Laird'e jüri arkadaşlarını suçsuz bir karara ikna etmesi gerektiğini söyler ve başarısız olursa oğlu Oliver'ı öldüreceğini ima eder. Bunu yapmayı başarır, ancak gangsterlerin onu tamamen susturmak isteyebilecekleri ortaya çıktığında, Oliver'ı yurt dışına gönderir ve kendisine karşı yapılan komploya dair kanıt toplamaya çalışarak son bir hesaplaşma başlatır.

a 17, 1997

During the trial of a man accused of his father's murder, a lone juror takes a stand against the guilty verdict handed down by the others as a result of their preconceptions and prejudices.

Gerçek yaşanmış bir öyküden uyarlanmış bu film İngilterenin dünya köle ticaretinin başı olduğu bir dönemde İngiltere yüce mahkemesi başkanın oğlu siyahi bir kadından doğma bir kız çocuğunu büyütülmesi için aile malikahanesine getirmesiyle başlar. Belle İngiliz aristokrasi kurallarına göre büyütülecektir ama genede onlardan biri olabilmek için alınması yol uzundur.

Basit kaygıları olan saf İrlandalı genç Gerry Conlon, 70’li yıllarda Londra’ya gelir. Kendini hayatın akışına kaptıran delikanlı burada bir işgal evinde serbest bir hayat yaşayan gençlerle birlikte zaman geçirmeye başlar. Bir polis baskınında hiç ilgisi olmadığı 1974 Gyildford bombalamasından sorumlu tutularak tutuklanır. O dönemin İngiltere’sinde şimdikinden çok farklı olarak, terörle mücadele adına insan haklarının hiçe sayıldığı uygulamalar olmaktadır. Yoğun fiziksel ve manevi işkencelerin baskısı altındaki Gerry’nin ömrünün sonbaharındaki masum babası da, suç ortağı olarak hapse atılır. Kadın bir avukatın yıllar süren çabalarının da yardımıyla, Gerry maruz kaldığı adaletsizliğe direnmeye başlar.

Bir filmi veya diziyi bulamıyor musun? Eklemek için oturum aç.

Küresel

s arama çubuğuna odaklan
p profil menüsünü aç
esc açık bir pencereyi kapat
? klavye kısayol penceresini aç

Medya sayfalarında

b geri git (veya uygulanabilirse ana ekrana)
e sayfayı düzenlemeye git

TV sezonu sayfalarında

(sağa ok) sonraki sezona git
(sol ok) önceki sezona git

TV bölüm sayfalarında

(sağa ok) sonraki bölüme git
(sol ok) önceki bölüme git

Tüm görüntü sayfalarında

a resim ekle penceresini aç

Tüm düzenleme sayfalarında

t çeviri seçiciyi aç
ctrl+ s formu gönder

Tartışma sayfalarında

n yeni tartışma oluştur
w izleme durumunu değiştir
p umumi/hususi değiştir
c kapalı/açık değiştir
a etkinliği aç
r tartışmayı yanıtla
l son yanıta git
ctrl+ enter mesajını gönder
(sağa ok) sonraki sayfa
(sol ok) önceki sayfa

Ayarlar

Bu öğeyi derecelendirmek veya bir listeye eklemek ister misiniz?

Giriş