Fury, 1945 yılının Nisan ayında, İkinci Dünya Savaşı'nın son günlerinde geçiyor ve Komutan Wardaddy, topçu Boyd Swan, yükleyici Grady Travis, şoför Trini Garcia ve yardımcı şoför Norman'dan oluşan müfrezenin, 300 düşman askeriyle karşılaştığı ve tüm imkansızlıklarla savaşmak zorunda kaldığı 24 saati konu alıyor. Beş askerden oluşan küçük ekip, zırhlı tanklarıyla, Almanya'da savaşın ortasında kalır ve bu ekip bölgede kalan son Amerikan ordusu askerlerinden oluşur. Birlik az sayıda askerden oluşmasının yanı sıra cephane anlamında da bir hayli zor durumdadır. Gruba komuta eden Çavuş Wardaddy'nin Avrupa'nın tamamını yıkıma uğratan bu savaştaki son görevi, askerlerini Nazi birliklerinin kuşatması altında olan bu bölgeden sağ salim çıkarabilmektir.

2154'te geçen bu distopik gerilim filminde, Dünya'da hayat gitgide daha amansız bir hâl alırken en zengin insanlar olağanüstü bir özel uzay istasyonuna taşınır.

Evlilik arifesindeki Jason ve eski asker emeklisi büyükbabası Dick, bahar tatili için soluğu Florida'da alır! Damat olmak üzereyken Jason'ı zorlu sınavlar beklemektedir.

Tüm hayatını, aradığı yeteneği bulmaya çalışarak geçiren Richie Vance’in (Bill Murray) son şansı Kaliforniya ofisindeki asistanı Ronnie’dir. Kendisini şarkı söylemeye ikna eden Richie, Ronnie’yi Afganistan'daki USO (Ordu Moral Organizasyonu) turnesine götürür. Ortamın tehlikesinden korkan Ronnie’nin konser öncesi ortadan kaybolmasıyla Richie, Kabil'de beş parasız ve pasaportsuz bir şekilde kalır. Eve dönemeyen Richie, bir mağarada harikulade bir sesi olan genç bir köylü kızını (Salima) görür ve onu Afganistan'ın "American Idol"ı kabul edilen, son derece popüler "Afghan Star" yarışmasına sokar.

Ten’de, elit bir DEA görev gücü dünyanın en ölümcül uyuşturucu çeteleri ile anlaşır. Karmaşık birlik harekatlarında uzmanlaşan ekip, bir çetenin güvenli evine planlı bir baskın düzenler. Sıradan bir baskın gibi görenen olay, DEA ekibi tarafından daha önceden planlanan ayrıntılı bir hırsızlık operasyonuna dönüşür. Çalıntı nakit şeklindeki milyonları sakladıktan sonra ekip, sırlarının güvende olduğuna inanır, biri gelip hepsini bir bir katletmeye başlayana kadar.

Yeni evli bir çift olan Cydney ve Cliff, balayı için Hawaii'ye gitmeye karar verirler. Geçirecekleri hafta sonu için tüm planı yapıp yola çıkan çift, alışveriş yaptıkları satıcıdan bölgede bir kadın ve bir erkek katil olduğunu öğrenirler. Tedirgin olmalarına rağmen planlarına sadık kalıp, nihayet tatillerinin başlangıcı olan ormana ulaştıklarında haftasonunun tadını çıkarmaya odaklanırlar. Kendilerine rehberlik eden bir genç adamla yollarına devam eden ikiliyi bir sürpriz beklemektedir.

Gizli Sihir Kontrol Ajansı en iyi iki ajanı Hansel ve Gretel'i Gingerbread House'un cadılarına karşı savaşmaları için gönderir.Kralın gizemli bir şekilde ortadan kaybolmasını araştırmakla görevli olan Gratel, bu zor davayı kardeşi Hansel ile birlikte üstlenir. Artık gizli ajanlar olarak görev yapan masal şöhretine sahip Hansel ve Gretel, kayıp bir kralı bulma görevinde sihir, akıllıca düşünme ve ekip çalışması kullanmalıdır.

Psikoloji eğitimi almış cinayet masası dedektifi Dr. Alex Cross, Detroit Polis Departmanı’nda çalışan ve kariyeri boyunca birçok tuhaf vakayla karşılaşıp bunları ustalıkla çözen bir memurdur. Ancak karşısına çıkan son vaka oldukça zorludur. Kurbanlarını vahşi şekillerde öldürüp her seferinde arkasında bir Picasso tablosu bırakan bu seri katil, Picasso adını verirler. Bu kovalamaca bir kedi fare oyununa dönüşür ve Alex Cross bir yerde büyük bir hata yapar. Bu hata ise psikopat katilin Alex Cross ve ailesini hedef almasına neden olur. Hayatının pişmanlığını yaşayan Cross için işler kişisel bir boyut kazanmış olur ve kendi ahlaki ve psikolojik sınırlarını sınayacağı bir sınava dönüşür.Başrollerini Tyler Perry ve Matthew Fox’un paylaştığı aksiyon ve gerilim dolu filmin yönetmen koltuğunda Rob Cohen bulunuyor.

Profesör Lawrence Wetherhold (Dennis Quaid), entelektüel çevrelerin en parlak isimlerinden birisidir, ama aşk ve aile gibi kişisel problemlerinin çözümü söz konusu olduğunda hiç başarılı değildir. Üniversite öğrencisi oğlu James (Ashton Holmes) ona güvenmediği için sırlarını açmaz. Ergenlik çağındaki kızı Vanessa (Ellen Page), okulunda tüm beklentilerin üzerinde başarı gösteren ama “herşeyden şikayet eden” yapıdaki babasının ayak izlerini takip eden, onun yolunda olan sivri dilli bir kızdır. Profesörün yıldızının bir türlü barışmadığı üvey kardeşi Chuck ise (Thomas Haden Church), hayatını özgürce yaşamayı adeta sanat haline getirmiştir.

Teksas’taki küçük bir kasabada cinayet masası dedektifi olan Jake Souder (Sam Worthington) ve bölgeye New York’dan nakledilen bir polis (Jeffrey Dean Morgan); kurbanlarını öldürdükten sonra parçalara ayırıp Ölüm Tarlası olarak bilinen bir bataklığa atan sadist bir katilin peşine düşer.

A brother and sister return to their family home in search of their world famous parents who have disappeared.

Bir aile karanlık bir geçmişi olan bir eve taşınıyor. Ethan içine kapalı bir gençtir ama taşındıktan sonra yeni komşularıyla arkadaş olur. İkilinin arasında romantik bir ilişki başlayınca, Ethan’ın ailesinin taşındığı gizemli evi keşfetmeye karar verir ama korkutucu bir alternatif boyutla karşılaşırlar...

Hapisten ayrılmış genç, ölmüş annesinin evine geri döner. Dönüşüyle birlikte annesini normal bir ölümle kaybetmedigini ögrenir. Geçmişi ve kendisiyle ilgili sıkıntılarını yaşarken asıl sıkıntının yaşayacağı daireden olacağından habersizdir.

Pulitzer ödüllü ünlü yazar Michael Chabon’ un aynı eserinden adını alan “Mysteries Of Pittburgh”, Art Bechstein’ in belirsizlik ve şehvetle tanıştığı, aşk ve onun anlamının arayışı içinde olduğu, hüzün dolu, komik ve cezbedici hikayesini anlatıyor.