Çevrenize çaktırmadan, gizlice bir göz atın. Göreceğiniz "Yassahh Hemşerim!"den başlayan sonsuz bir yasaklar zinciri. Doğumdan ölüme her bir yanımızı kuşatan, sıkan, bunaltan... Zeki-Metin ikilisi hiç de işleri yokmuş gibi yasakların güldürüsünü yapmışlar mı size? Eh, yasakları yasaklayamadığımıza göre bari buyurun, hep birlikte gülelim ağlayacak halimize...

Çevrenize çaktırmadan, gizlice bir göz atın. Göreceğiniz "Yassahh Hemşerim!"den başlayan sonsuz bir yasaklar zinciri. Doğumdan ölüme her bir yanımızı kuşatan, sıkan, bunaltan... Zeki-Metin ikilisi hiç de işleri yokmuş gibi yasakların güldürüsünü yapmışlar mı size? Eh, yasakları yasaklayamadığımıza göre bari buyurun, hep birlikte gülelim ağlayacak halimize...

Hani ne demişler "hayali cihana değer..."diye. İşte öyle bir yolculuk bu. Eski İstanbul günlerinde ve İstanbul un kalbi Beyoğlu'nda, zamanın gerisine bir yolculuk. Temiz anılardan ve, nostaljik hayallerden tebessüm ettiren güzelliklere ve ardından tekrar günümüzdeki arabesk yozlaşmaya kadar uzanan Beyoğlu'nun mizahı öyküsü. ZEKİ-METİN ve Devekuşu Kabere'nin muhteşem performansıyla devleştikleri seçkin bir sahne eseri.

Hani ne demişler "hayali cihana değer..."diye. İşte öyle bir yolculuk bu. Eski İstanbul günlerinde ve İstanbul un kalbi Beyoğlu'nda, zamanın gerisine bir yolculuk. Temiz anılardan ve, nostaljik hayallerden tebessüm ettiren güzelliklere ve ardından tekrar günümüzdeki arabesk yozlaşmaya kadar uzanan Beyoğlu'nun mizahı öyküsü. ZEKİ-METİN ve Devekuşu Kabere'nin muhteşem performansıyla devleştikleri seçkin bir sahne eseri.

Toplumsal ve politik taşlamaya oyunlarında başarıyla yer verdi. Kendisine özgü üslubuyla kabare türünün Türkiye’deki önemli temsilcilerinden oldu ve geniş bir izleyici kitlesini oyunlarına çekti.

Toplumsal ve politik taşlamaya oyunlarında başarıyla yer verdi. Kendisine özgü üslubuyla kabare türünün Türkiye’deki önemli temsilcilerinden oldu ve geniş bir izleyici kitlesini oyunlarına çekti.

Yazılı basından televizyona, sokaktan otabana kısaca tüm çevremiz reklamdan geçilmez oldu. Evimizi bile reklamlar yönetiyor artık. Reklam yiyor, reklam içiyoruz. İkramiyeli cikletlerden taksitli beyaz eşya kampanyalarına, piyango biletlerinden etkili katkılı temizlik maddesi promosyonlarına içimiz dışımız reklama battı!... Medya diye tanımlanan hedef kitleyi tam onikiden vuran, bilinçaltımızı oyup yönlendiren ve giderek daha da tüketilen bir topluma dönüştüren bu karşı konulmaz olgu üzerine işte size hepinizi gülmekten yerlere yatıracak nefis bir komedi!...

Yazılı basından televizyona, sokaktan otabana kısaca tüm çevremiz reklamdan geçilmez oldu. Evimizi bile reklamlar yönetiyor artık. Reklam yiyor, reklam içiyoruz. İkramiyeli cikletlerden taksitli beyaz eşya kampanyalarına, piyango biletlerinden etkili katkılı temizlik maddesi promosyonlarına içimiz dışımız reklama battı!... Medya diye tanımlanan hedef kitleyi tam onikiden vuran, bilinçaltımızı oyup yönlendiren ve giderek daha da tüketilen bir topluma dönüştüren bu karşı konulmaz olgu üzerine işte size hepinizi gülmekten yerlere yatıracak nefis bir komedi!...

Seyirciye yalnızca doğruları söyledik, çılgın bir dünyada yaşadığımız kesin. Bunalıyoruz sıkılıyoruz ve ister ekonomik, isterse duygusal, tonlarca baskının etkisinde çırpınıp duruyoruz. Dayanabilirsek ne ala.. Bazen de sigortalar atıyor, trafolar patlıyor.. Sonuç malum; Mazhar Osman Cumhuriyeti’nde zorunlu tatil!.. Boynumuza da bir yafta “ DELİLER” Ama deli kim, akıllı ne? İçerdekiler mi, dışardakiler mi? Şairin dediği gibi: “kimimiz akıllı deli / kimimiz deli akıllı.” Zeki – Metin ikilisi size bu “kafayı yemiş” dünyanın en uçuk güldürüsünü sunuyor...

Bir yandan değişen dünya, diğer yanda güncelle çelişen anılar.. Geçmişe özlem veya nostaljij takılmalar..

Bir yandan değişen dünya, diğer yanda güncelle çelişen anılar.. Geçmişe özlem veya nostaljij takılmalar..